Bilgi
Kategoriler

Kolon kanserine karşı 1344 basamak!

Kolon kanserine karşı 1344 basamak!
Paylaş
 

Heidelberg Üniversitesi Alman Kanser Araştırma Merkezi Hücre ve Ur Biyoloji Programı Vasküler Onkoloji ve Metastaz Laboratuarında çalışan Biyolog Sıla Appak, lenf damarı ve endotel hücrelerinin moleküler biyolojisi hakkındaki çalışmalarını, biyolog olmanın verdiği ödünleri ve Almanya’da akademik yaşamın tüm istikametleri hakkında balaka verdi.

Avrupa’nın bilim atölyesi kabul edilen Heidelberg’te Alman Kanser Araştırma Merkezi Vasküler Onkoloji ve Metastaz Laboratuarında lenf damarları biyolojisi üzerine çalışmalarını sürdüren Biyolog Sıla Appak, lenfe spesifik molekülleri embriyo gelişiminden kansere, hatta metabolizmaya varıncaya kadar canlıda, bu yolaklarla alakalı molekülleri de hücreler üzerinde inceliyor. Lenf damar biyolojisinin daha keşfedilmemiş ve bilinmeyen oldukça fazla istikameti olduğunu dile getiren Appak, bu alanda dünyada çalışan rakamlı addan bkocaman. Avrupa ve Amerika’da yeni başlamış rakamı çok fazla olmayan seçkin laboratuarların yer aldığı bir alanda çalışmalarını sürdürdüğünü kaydolan Appak, bu mevzuda ülkemizde henüz yapılan çalışma olmadığını belirtti.

Yeni bir alan olan lenf endotel hücrelerinin ve damarlarının biyolojisi hakkında balakalarını paylaşan Biyolog Sıla Appak, Sağlık Mecmuası Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e araştırmalarını, gayelerini ve biyolog olmanın imtiyazlarını anlattı.

Ne üzerine çalışıyorsunuz?

Alman Kanser Araştırma Merkezinin Hücre ve Ur Biyoloji Programına bağlı Vasküler Onkoloji ve Metastaz Laboratuarında çalışıyorum. Laboratuarımız damar biyolojisi laboratuarı; damar gelişimi, damar yapılarının moleküler sinyal yolları, hastalıklarla ilişkisi ve muhtemel terapileriyle ilgilenmekte. Ben de lenf damarları kısmında lenf damarlarında hastalıkta ve sağlıkta ehemmiyetli olan molekülleri ve bunların etkileşimini hücrede ve canlı sistemde inceliyorum. Çalışma alanım lenf endotel hücrelerinin moleküler biyolojisi burada spesifik molekülleri embriyo gelişiminden tutun kansere, metabolizmaya varıncaya kadar canlıda, moleküllerin çoğaldırılması ya da kaybedilmesi usulleriyle de hücrelerde inceliyorum.

Hangi tip hastalıklarla alakalı araştırmalar yapıyorsunuz?

Lenf sistemiyle alakalı büyümeler son 10 senede sürat kazanmış vaziyette. Daha evvelinde lenfe spesifik moleküller bilinmediğinden lenf damarlarınin gelişimi ve ehemmiyeti bilinmemekteydi. Daha Öncekinden kanserin metastazında lenf damarlarının etkin rol oynadıgı bilinmiyordu, misalin meme kanserinde somurtkanlarkoltukaltı lenf bezlerinin yalnızca meme dokusuna yakınlığı sebebiyle kanserin dağılmasında rol oynadığı düşünülüyordu. Fakat son çalışmalar gösterdi ki lenf damarlarının kanser hücrelerine ev sahipliği yapmalarının yanında etkin olarak bu hücrelerin ufalamasında rol oynamakta. Bununla birlikte daha öncekinden sadece kan damarlarının aktif olduğunu düşündüğümüz birçok hastalıkta artık lenf damarlarının da rolü olduğunu biliyoruz bunlar obesite, damar sertliği ve yüksek tansiyon gibi çağımızı etkileyen hastalıklar. Çok eksantrik olmakla birlikte misalin tuz hassasiyeti gösteren hipertansiyonlu hastalarda görülen metabolik metamorfozlarının başlangıcında lenf damarlarındaki hiperplazi gösterilmiş vaziyette. Alınan tuz derialtında bazı proteinlere bağlanıp yakalanıyor ve makrofajlar üzerindeki bazı reseptörlerle bu idrak edildiğinde lenf damarına spesifik büyüme etkenleri salgılanıp lenf damarlarında hiperplazi oluşuyor. Başka Bir Deyişle besinlerle alınan fazla tuz ten altında yakalanıyor ve evvel yerel olarak derialtındaki dokuda lenf damarlarında bir dizi metamorfozları başlatıyor. Bilindiği gibi lenf damarları yağın emilmesinde ve taşınmasında da görev alıyor. Bedende yağ dokusunun çoğalışı ile karakterize olan obesitede artan yağ dokusu öncelikle ortamındaki lenf damarlarının akışkan taşıma kapasitesini bozuyor yavaşlatıyor mekanik olan bu tesirin dışında yapısal olarak muhtelif enflamasyon moleküllerine ev sahipliği yapan ve bağışıklık hücrelerine zorunlu enerjiyi aktaran yağ dokusu bütünüyle bir enflamasyon odağı haline gelip lenf damarlarını uyarıp yeni damar yaradılışını uyarıyor ama oluşan yeni damarlar fonksiyonel olamadığından bütün lenf sistemi yağ dokusu çevresinde sekteye uğramış oluyor. Bütün bunlar çok yeni balakalar lenf damar biyolojisinin daha keşfedilmemiş bilinmeyen oldukça fazla istikameti var.

Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?

Hani çoğu sanatçı der ya ufaklıktan beri şarkı söylüyordum o zamandan belliymiş diye benim ki de o hesap çok merakli bir çocuktum dışarıda tabiatta varolan yaşamı karıncayı böcekleri herşeyi merak ederdim nerede yaşıyorlar ne yiyorlar diye. Evde de elime geçirdiğim herşeyin içinde ne var nasıl yapılmış diye bakmak isterdim bu surattan kardeşimin arabalarını oyuncaklarını kırıp dökerdim. Başka Bir Deyişle bu araştırma güdüsünün peşine takıldım diyebilirim.

Bugüne kadar eğitim aldığınız ve çalıştığınız müesseseler hakkında balaka verebilir misiniz?

Lisans eğitimimi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Biyoloji bvefatında bitirdim. Bu esnada Tübitak Bilim Adamı Yetiştirme Grubunun imtihanla kazanılan btümörsünü aldım ve bvefatı dereceyle bitirdim. Lisans eğitimim sırasında iki yaz Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji bvefatında stajlarımı bitirdim. Yüksek lisansımı İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Moleküler Biyoloji ve Genetik bvefatında bitirdim, aynı bvefatta 2005-2007 seneleri arasında araştırma görevlisi, 2007-2009 seneleri arasında da uzman olarak görev yaptım. 2009 senesinde hekime eğitimimi yapmak üzere İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Molekuler Biyoloji ve Genetik bvefatındaki görevimden parçaladım. Belçika, İrlanda, İngiltere ve Almanyadan hekime için kabul aldıktan sonra seçimimi Heidelberg Üniversitesinden yana kullanıp Alman Kanser Araştırma Merkezinde 2009 senesinde doktoraya başladım.

Eğitim aldığınız müesseselerin hali hazırda bulunduğunuz konuma gelmenizdeki katkıları nelerdir, şu anda çalıştığınız müesseseyi neden seçtiniz?

Lisans eğitimimde hangi araştırma dalında mutlu olabileceğimi belirlerken Biyoloji bvefatındaki ders spektrumu en çok takviyecim oldu, en çok alakamı sürükleyenler ise Ege Üniversitesi Tip Fakültesi Patolojideki stajlarimda bildiklerim oldu. Yüksek lisans eğitimimde ve de çalıştığım müessesede öğretim abonelerinin çoğunluğu yurt dışında eğitimlerini bitirmişlerdi ben de yurt dışında doktoranın Türkiyede henüz olmayan bir alanda çalışmanın hem kendi geleceğim hem de geri dönersem ülkem ismine daha uygun olabileceğini düşünmeye başladım. Ülkemizden rastgele bir burs almadan öbür ülkelerin beynelmilel burs imtihanlarına başvurmaya başladım. Seçimimi ülke olarak değil ama çalışacağım proje olarak yapmak istedim ilk etapta İrlanda Belçika ve Almanyadan kabul aldım. Şuan çalıştığım laboratuar dolayısıyla Vasküler Onkoloji ve Metastaz Alman Kanser Araştırma Merkezini seçtim. Heidelberg Almanya’nın minik bir şehri olsa da Avrupa’nın bilim atölyesi denilen EMBL, EMBO, Max Plank, DKFZ gibi birçok araştırma merkezinin bir araya geldiği bir yer. Burada bilimsel olarak lüzumunuz olan herşeye çok kolay ulaşabiliyorsunuz. Çalıştığım bvefatta gerek Almanya da gerek Avrupa ve Amerikada muhtelif bilimsel ağlarla aralıksız yeni projelerde yer alan bir laboratuar. Ben de şu anda Avrupa ve Amerikada birkaç merkez arasında oluşturulmuş büyük bir projede çalışmaktayım.

Hali Hazırda pratiğini yaptığınız branşın Türkiye ve ABD deki ya da öbür ülkedeki vaziyetini karşılaştırabilir misiniz?

Çalıştığım alan Avrupa ve Amerikada yeni başlamış rakamı çok fazla olmayan seçkin laboratuarların yer aldığı bir alan. Henüz ülkemizde bu alanda yapılan çalışmalar yok. Zati hastalıkta ve sağlıkta lenf endotel hücrelerinin ve damarlarının biyolojisi çok yeni bir alan. Bu kadar yeni ve alaka çekici bir çalışmada yer almak çok güç olsa da bir o kadar da mutluluk verici.

Hali Hazırda çalışmakta olduğunuz müesseseyi ya da çalışmış olduğunuz müesseseleri eğitim, araştırma ve sağlık hizmetleri mevzuları açısından Türkiye de müesseseler ile karşılaştırabilir misiniz?

Türkiyede çalıştığım ya da eğitim aldığım müesseselere mukayeseyle şuan çalıştığım müessesede bilim ismine olan yatırım beni çok etkiledi. Bizim çalıştığımız alan kullandığımız kimyevilerden tutun mikroskoplara, hücrelere, hayvanlara varıncaya kadar çok ciddi bir bütçe gerektiriyor. Burada böyle bir kasvetin olmadığını araştırma için her türlü finansal dayanağın bulanabileceğini görmüş gidişattayım. Bir de gerek bvefat içinde minik gruplarla gerekse bvefat dışında daha büyük kitlelerle aralıksız balaka alışverişi var. Makam olarak en erişilmesi efor görünen şahıs bile size sualinize en kısa zamanda cevap verebiliyor. Burada herkes, herşey bilim için var böyle olunca da başarı zati geliyor.

Türkiye de hali hazırda eğitim almakta olan biyoloji talebelerine ya da biyologlara neler önerirsiniz?

Biyoloji birçok değişik alana sahip bir yaşam bşehrimi. Araştırma yapmak isteyen biyoloji talebelerine nasihatim gerçekten bunu istediklerine karar verip severek yapacaklarsa bunu seçmeleri. Bu belki de bütün iş dalları için geçerli olsa da bizimkisi belirgin neticeler alabilmek gerçekten çok güç olduğundan çok sabır çok da kararlılık gerektiriyor. Bunların hepsi için de gerçekten işinizi sevmeniz gerekiyor.

Hangi bilimsel mecmuaları takip ediyorsunuz?

Nature, Cell ve Science en populer bilimsel mecmualar bunlarin yanisira Blood, JCI, Cancer Research gibi mecmuaları da takip ediyorum.

İşinizle alakalı en çok ziyaret ettiğiniz 3 internet sitesi nedir?

Pubmed gibi bilgi tabanlarını aralıksız tarıyorum bununla beraber çoğu bilimsel mecmuayı da internet sitelerinden online olarak takip ediyorum.

Alanınızda araştırma yapanlara kesinlikle okumalarını nasihat ettiğiniz kitaplar hangileri?

Tübitak yayınlarının kitapları her zaman ilgime sürüklemiştir bence sadece biz erişkinlere değil ama çocuklar için çok hoş öğretici alaka çekici kitapları var. Kendime aldığım kitapların yansıra minik kardeşime de her zaman farklı balakalar kapsayan kitaplarından almışımdır. Bir de bilim tarihi felsefisiyle ile alakalı kitapları da severim. Bunun dışında kitapsız yaşayamacağımı düşünüyorum, kitapları ekranda okumaktan beğenmiyorum elimde sayfaları çevirerek okumak bana sevinç verir. Kitap sağlayan bir internet sitesinin Avrupa kısmına aboneyim ve oradan kitap siparişleri yapıp Türkiyedeki kitapları rahatça takip edebiliyorum.

Bilim ile uğraşan veya ilgilenen herkese kesinlikle okumalarını nasihat ettiğin bir kitaplar hangileri? Ayrıca yaptığınız spor, nasihat edeceğiniz film, müzik nelerdir? Bulunduğunuz müessesenin size sunduğu sosyal faallikler nelerdir?

Heidelberg minik bir şehir olduğundan her yere bisikletle ulaşabilmek olası bu sebeple hergün bisikletle gidip geliyorum. Yerleşkemizde iyi spor imkânları mevcut. Ben de haftanın bir ya da iki günü farklı etkinliklere katılmaya çalışıyorum. Sanırım bizim gibi aralıksız eğilerek çalışanlar için omurgayı destekleyen adaleleri gevşeten pilates gibi sporlar biraz daha bereketli kendim de arada sırada pilates yapmaya çalışıyorum. Müzik yaşamımın bırakılmazlarından bir tanesi, çok seçici değilim birçok değişik müzik cinsini severek dinliyorum, müziğe gerçekten çok gereksinim dinliyorum. Bazen de karakalem fotoğraf yapıyorum, şiir ve kısa yazılar yazıyorum.

Yurt dışında biyolog olmanın kasvetleri nelerdir?

Biyoloji burada ülkemizden çok daha iyi bilinen ve saygı dinlenen bilim alanı. Biyolog olmakla alakalı bir kasvet yaşamadım aksine insanların oldukça saygı gösterdiği hoş bir işimiz var. Benim çalıştığım laboratuarda yanı başınızda çalışan insanın tıp mı biyoloji orijinli mi olduğunu sormadan kavrayamazsınız ikimiz de araştırma yapıyoruz aramızda bir hudut yok ama sanırım ülkemizde tıp fakültelerinde birçok temel bilimler alanında uzmanlığa sadece tıp hekimleri alınıyor. Tıp hekimleri de biyoloji de hekime yapmıyor sanırım ya da bu akademik yaşamlarında geçerli bir derece olamıyor. Almanyada akademik anlamda çalışmalar yapan insanlar için bazı kasvetler var. Hekime eğitiminiz dahil olmak üzere tüm akademik çalışmanız toplamı 10 seneyi aşmadan kendinize ait bir laboratuar kurmanız ya da doçent olmuş olmanız gerekiyor. Aksi takdirde akademik yaşamınız bitmiş oluyor ve değişik müesseselerde misalin işletmelerin araştırma geliştirme kısımlarında çalışıyorsunuz ama bir daha akademik yaşama geri dönemiyorsunuz.

Türkiye de biyolojinin vaziyeti nedir? Ülke dışında tahsil almak zorunlu midir? Kimler için daha uygundur?

Ülkemizde lisans seviyesinde biyoloji eğitiminin oldukça iyi olduğunu düşünüyorum. Temel bilimler öznamda tabiatı matematiksel, kimyevi, fiziksel ve biyolojik bakış açılarıyla inceleyecek insanlar yetiştiren bilim dalı. Lisans eğitimimiz oldukça iyi ama biyoloji açısından konuşmak gerekirse hekime çalışmaları araştırma için gereken alet ve sarf malzemelerinin hatta fiziksel alanın noksan olması sebebiyle çok doğrultulu ilerleyemiyor başka bir deyişle bilimde başı sürükleyenler bizler olamıyoruz bunu başaran müesseselerin rakamı oldukça az. Ülkemizde araştırma denilince sadece üniversiteler akla geliyor zira araştırma merkezlerinin rakamı yok denecek kadar az. Gidişat böyle olunca hekime seviyesinde eğitim almak isteyen tahlilcilerin hiç olmazsa kısa süreli bile olsa yurt dışında iyi bir laboratuarda çalışma yapmalarını nasihat ediyorum. Ülkeye dönüşte de balaka akışını sağlamalarının ülkemizi bilimsel anlamda bir adım da olsa ileri götürebileceğini düşünüyorum.

Bu yazı 353 kere okundu.
  • Site Yorum

Bir yorum bırak

Yorum yazmak için giriş yapmalısın

maltepe escort ataşehir escort pendik escort kartal escort anadolu yakası escort kadıköy escort istanbul escort ataşehir escort masöz masaj salonu maltepe escort escort bayan