Paylaş |
|
Tweet |
Sağlıklı Bir Yaşamın Anahtarı:
Kaliteli Uyku!
Uyku pasif bir süreç gibi görülse de; içinde değişik dinamikler taşıyan, yaşam
için gerekli bir zaman dilimi olarak belirleniyor. Değişik sebeplerle uykunun bozulması çeşitli sağlık problemlerine neden olabiliyor.
Horlama, uykuda soluk durmaları, yatamama gibi uyku bozukluklarına ait birçok belirti cemiyette olağan kabul edilse de bu meseleler ihmal edildiğinde ciddi neticeler doğuruyor.Nöroloji Uzmanı Dr. Ferda Korkmaz Özkanoğlu, uyku bozuklukları tanı ve tedavi yolları hakkında önemli bilgiler verdi.
İnsan yaşamının devam edebilmesi için olmazsa olmazların arasında yer alan uyku, şüphesiz hepimiz için gerekli bir zaman dilimi. Sağlıklı bir yaşamın yolu hem vücutsal hem de ruhsal olarak bizi yenileyen ve bedeni onaran uykudan geçiyor.
Yaşamımızın dörtte ya da üçte birini geçirdiğimiz, birçok işlevin yerine getirildiği uyku çeşitli safhalari içeren bir yarıyıl. Safha I uyku; uykuya dalınan, tilki uykusu olarak adlandırılan yarıyıl ve uykunun %1-5 ini oluşturuyor. Safha II uykusu, uykunun %45-50 sini oluşturuyor. Safha III uykusu, derin yarıyıl uykusu olarak adlandırılıyor ve uykunun %20-25 ini içeriyor. Ayrıca süratli göz hareketlerinin kaydedildiği, rüya görülen REM yarıyıli var ki, bu da uykunun %20-25 ine karşılık geliyor.
Derin uyku evresinde bedenimiz onarılıyor
Derin uyku yarıyılinde fiziksel tamir işleri yapılıyor; örneğin aşınmış hücrelerin onarımında kullanmak üzere kolesterol sentezleniyor. Ayrıca hormonlar da bu yarıyılda salgılanıyor. Uykunun safhalari kadar süresi de oldukça konuşulan mevzular arasında Nöroloji Uzmanı Dr. Ferda Korkmaz Özkanoğlu, herkesin uyku süresinin kişiye özel olduğunu, bunun genlerde belirlendiğini belirterek insanlarının çoğunun 6-8 saat uykuya ihtiyaç dinlediğini söylüyor. Gündüz yatılan yarım saatlik bir uykunun, gece ihtiyaç dinlenen uyku süresinin bir buçuk saat kısalmasına neden olduğunun da altını çiziyor.
Sağlıklı ve kaliteli bir uyku için uyku hijyeni
Nöroloji Uzmanı Dr. Ferda Korkmaz Özkanoğlu, sağlıklı ve kaliteli bir uyku için uykunun ihtiyaçlarına saygı gösterme olarak belirlenen uyku hijyeninin büyük ehemmiyet taşıdığını belirtiyor. Özkanoğlu; Uyku hijyeninin en temel kaideyi, aynı saatte uyuyup aynı saatte kalkmak. Uyku süresinin kaydırılması ya da eksiltilmesi en sık yapılan yanılgılar arasında yer alıyor. Uyku hijyeninde dikkat edilmesi gereken bir diğer mesele de, yatak odaları. Yatak odalarının basit ve yalnızca uykuya hizmet etmek için planlanmış olması; içinde televizyon, kitap, bilgisayar ya da kurutulan çamaşırlar olmaması gerekiyor. Ayrıca oda sıcaklığı da önemli rol oynuyor. Uyuyabilmemiz için beden ısımızın yarım derece kadar düşmesi, yani bedenin ısı kaybetmesi gerekiyor. Bu sebeple yatak odalarının serin olması öneriliyor. Uykuya dalabilmek ve uykuyu sürdürmek için yatak odamızın karanlık olması da bir başka gereklilik. Akşamları yapılan spor, adrenalin seviyemizi yükselterek uykuya dalmamızı zorlaştırabilir. Bu sebeple sporu günün daha erken saatlerinde yapmayı tercih etmek gerekiyor. Yatmak üzere uyunduğunda günün muhasebesini ya da ertesi günün tasarısını yapmak da uykuya mani olabiliyor dedi.
Sık karşılaşılan uyku sorunları
Günümüzde birçok kişi uyku meseleleriyle karşılaşsa da önemsemeyebiliyor. Oysa bu meseleler ihmal edildiğinde ciddi neticelere yol açıyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Ferda Korkmaz Özkanoğlu; Şimdiye dek belirlenen 81 tane uyku hastalığı bulunuyor. En çok görülen uyku bozukluğu ise, insomnia yani uykusuzluk. Uykusuzluğun en büyük nedeni, uyku hijyeninin bozulması ve bunun kemikleşmiş hale gelmesi dedi.
Uyku apnesi sağlıklı bir uykuyu tehdit ediyor
Olağan koşullarda kişiler açıkgözken solunumunu istediği gibi düzenleyebiliyor. Ancak uykuda bu hakimiyet otomatik olarak gerçekleşiyor. Gırtlağımızdan gelen hava akciğerlere doluyor, körük gibi çalışan göğüs kafesi havayı emiyor ve dışarı veriyor. Tıkayıcı tipte uyku apne belirtisinde ise gırtlak tıkanmaya başladığı için hasta horluyor. Öyle bir noktaya geliyor ki, gırtlak tamamen tıkanıyor ve göğüs kafesi daha çok açılarak havayı emmeye çalışıyor. Bunu muvaffak olursa gırtlak açılıyor. Ancak kişi 10 saniyeden daha uzun müddet soluk alamıyorsa, apne olarak belirleniyor. Uyku apne belirtisinde ise bu vaziyet gece boyu kezlerce tekrarlıyor.
Nöroloji Uzmanı Dr. Ferda Korkmaz Özkanoğlu, uyku apne belirtisine nasıl tanı konulduğunu ve tedavi yöntemleriyle ilgili de açıklayıcı bilgiler verdi; Uyku apne belirtisinin tanısı için, kişiler uyku laboratuvarında polisomnografi testine tabi yakalanıyor. Bu testle beyin dalgaları, göz hareketleri, horlama, soluk alma gayreti, oksijen miktarı, kalp atışları EKG, bacak hareketleri, yatış pozisyonu video monitorizasyonu uyku laboratuvarı teknisyeni eşliğinde bilgisayara kaydediliyor. Bu kayıtlardan uyku safhalari, solunum hadiseleri, bacak hareketleri, beynelmilel belirlenmiş kriterlere göre skorlanıyor. Kimi zaman hastaların yalnızca sırtüstü uyurken meseleyi olduğunu görüyoruz. Bu vaziyetlerde hastayı uykusu bozulunca yan uyur halde yakalayacak aparatlar kullanıyoruz. Çoğu zaman kişinin zayıflaması da tedavi için önemli bir adımı oluşturuyor. Bu kişiler için zayıflamak o kadar da kolay olmuyor. Uyku apne belirtisinin temel tedavisi CPAP Continious Positive Airway Pressure denilen ve sürekli hava üfleyen cihazlar ile oluyor. Cihaz; odadan havayı alıyor, hortum ve maske takviyeyi ile kişiye veriyor. Bu cihazlar, kişiye göre belirlenen bir tazyikte hava üfleyerek gırtlağın sarih kalmasını sağlıyor. Hastalar daha ilk günden itibaren kaliteli bir uykunun neticelerini görüyorlar. Bu cihazı düzgün kullananların tansiyon, kan şekeri, obezite gibi problemlerinin de hakimiyet altına alındığı gözleniyor. Bazı vaziyetlerde ise kulak burun boğaz, genel cerrahi ve ortodonti gibi cerrahi dallardan destek almak gerekiyor