Paylaş |
|
Tweet |
Kanser geçmişe kıyasla dünyada en sık görülen hastalıkların başında geliyor. Yapılan araştırmalarda Türkiye’de her sene takribî 250.000 yeni kanser hadisesi büyüdüğü belirtiliyor.
Halen rehabilitasyonu devam eden takribî 450.000 ortamında kanser hastasının olduğu bildiriliyor. 2030 senesinde bu rakamın senelik yeni hadise rakamı 400.000 ve rehabilitasyon edilen kanser hastası rakamının ise 800.000 ortamında olacağı hipotez ediliyor.
Dünyada ise, halen 10.000.000 yeni kanser hadisesi görülürken 2020 senesinden sonra özellikle büyümekte olan veya büyümemiş ülkelerde belirgin çoğalış ile senelik yeni hadise rakamının 15.000.000 üzerine çıkması bilave ediliyor.
Çağdaş rehabilitasyon usulleri hastalığın seyrini etkiliyor
Kanser günümüzden 30 sene evveline göre çok daha iyi rehabilitasyon edilen bir hastalıktır. Bunda; cerrahi usullerde görülen belirgin ilerlemeler ile radyoterapi Işın rehabilitasyon usullerinin içine elektroniğin daha fazla girmesiyle büyüyen gamaknife, cyberknife gibi daha gelişmiş radyoterapi usullerin katkısı olmaktadır.
Ayrıca, özellikle son 10 senede insan genom haritasının belirlenmesi sürecinde geliştirilmeye başlanmış uslu ilaçlar Antikorlar, ufak moleküllü ağızdan alınan ilaçlar vb ile ileri evre hastalıkta daha evvel rehabilitasyon edilmesi çok efor kanser cinslerinde anlamlı yaşam müddet uzamaları elde edilmeye başlanmıştır. Misalin, barsak veya mideden kaynaklanan Gastrointestinal Stromal Ur denilen bir kanser cinsinde ileri evrede hiçbir rehabilitasyon usulü ile başarı elde edilemez iken, 2000 senesinden sonra geliştirilen bir ufak moleküllü uslu ilaç ile belirgin yaşam süresi uzaması sağlanmıştır. Kanser özellikle ileri evrede yoğun, uzun ve işkenceli rehabilitasyon sürecinin yaşandığı bir hastalık olduğundan, olmamak için çok gayret gösterilmesi gereken bir hastalıktır.
Ülkemizde en yaygın görülen kanser cinsleri
Ülkemizde en sık görülen kanser cinsleri dünya geneline benzer biçimde, erkeklerde prostat ve akciğer kanseri bayanlarda ise meme ve akciğer kanseridir. Hem erkek hem de bayanlarda 3.sırada kalın barsak kanserleri yer almaktadır. En çok vefat ise hem erkek hem de bayanlarda akciğer kanserinden olmaktadır. Kanserden vefat sebebinde görülen bu değişikliğin sebebi; meme ve prostat kanserinin rehabilitasyonlara oranla daha iyi cevap veren urlar olmasından kaynaklanmaktadır.
Ülkemizde bazı bölgelerde kanser sık bazı bölgelerde az gibi düşünülmemelidir. Bazı bölgelerde bazı kanserler daha sık görülmekte, misalin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da mide kanserleri değişik kanserlerden sık görülür. Yeniden yurdumuz bazı ufak coğrafi alanlarında misalin Mezotelyoma denilen akciğer veya karın çeperi kanseri; asbestli beyaz toprağın ev badanasında kullanılması gibi sebeplerden sık görülmektedir. Bu sebeple bölgeler arasında kanser görülme sıklığı benzer ancak kanser cinsleri sıklığı açısından değişiklik görülmektedir.
Geçmişte ülkemizde pek görülmeyip gitgide yaygınlaşan kanser cinsleri
Nedenlerine bakıldığında günümüzde en sık kanser gelişimine sebep olan etkenlerin; makûs beslenme, hareketsiz yaşam, fazla kilolar, çevre lekeliliği ile sigara ve içki gibi makûs alışkanlıklar ve bazı cins berişici mikrobik hastalıklar olduğu görülmektedir. Bazı kanser cinslerinde genetiğin ehemmiyetli rolü olduğunu biliyoruz.
Çevresel etkenlerin ehemmiyetli olduğunu gösteren bir değişik hastalık akciğer kanseridir. Çünkü bundan 150 sene evvel hekimler akciğer kanserli hasta gördüklerinde, çok az görüldüğü için donakalırlarmış ancak günümüzde dünya genelinde sigara kullanımında çoğalış ile akciğer kanseri en çok görülen kanser cinsi haline gelmiştir. Beslenmenin ehemmiyetli olduğunu gösteren bir bilgi Japonya’dan ABD’ye göçen şahısların çocuklarında yapılan bir araştırmada, Japonya’ya özgü daha sık görülen kanserlerin bu çocuklarda daha az görüldüğü, ABD’ye özgü sık görülen kanserlerin bu çocuklarda da sık görülür hale geldiği, bunda değişen beslenme alışkanlıklarının ve çevresel şartların tesirli olduğu belirlenmiştir.
“Kanserden korunmak” olası mı?
Kanserden korunmak olasıdır. Çünkü genetik kanserler tüm kanser cinslerinin %10-15’ni oluşturmakta, yukarda belirttiğimiz kanser sebepleri ise kalan %85’i alana getirmektedir. Bu etmenler bakıldığında hakikatinde kanserden korunmanın büyük ihtimalle muhtemel olacağı anlaşılabilir.
Özellikle korunabileceğimiz kanser cinsleri arasında; mide, barsak, akciğer, pankreas, ağız ve gırtlak, yemek borusu, mesane kanserleri sayılabilir. Bunlarda herbir kanser cinsine özgü korunma ve beslenme usulleri vardır.
Kanserle alakalı doğru bildiğimiz yanlışlar!
Kanserle alakalı cemiyet içinde çok söylenen ancak yanlış olan balakalar:
-Kanser rehabilitasyonu olmayan bir hastalıktır
-Kanserli hastaya bıçak vurulmaz
-Kemoterapi hakikatinde hastalığı değil hastayı öldürür, hiçbir bereketi yoktur
-Kanserin devası bulundu ancak insanlardan ilaç şirketleri kar etsin diye saklanıyor
-Kanserin korunmasında beslenme ehemmiyetlidir ancak rehabilitasyonunda beslenmenin ehemmiyeti yoktur.
Beslenmeye dikkat!
Kanserde beslenme iki unsuru kapsamaktadır. Bcerahatçisi; yevmiye sık olarak kullanılan besinlerimizle alakalı dikkat etmemiz gereken unsurlar, ikincisi cemiyet olarak ehemmiyetini pek bilmediğimiz besinler misalin kuşkonmaz, karahindiba, zerdeçal gibi besinler ile alakalı balakalarımızın arttırılması.
Kanserden korunma ve kanser rehabilitasyonu sırasında beslenme mevzusu çok ehemmiyetli ve cemiyetin tüm kesimlerine detaylı tek tek anlatılması gereken bir mevzudur. Bu sebeple burada kısaca söylemem gereken, yevmiye yaşamda kanser mevzusunda uzman ancak beslenme mevzularına da umursayan onkologların tekliflerine göre hareket edilmesi olacaktır.
Kanser hastalığının kesin çözümü var mıdır?
Kanser rehabilitasyonu bir gün muhtemel olacak. Bu müddet belki 10 sene belki de asırları alacak ancak sonunda çağımızın vebası olan bu hastalığa kesin bir çözüm bulunacağına inanıyorum. Günümüzde son 10 senede kanser rehabilitasyonunda, özellikle ilaç rehabilitasyonları mevzusunda çok ehemmiyetli bilimsel büyümeler sağlandı. Bu büyümeler ile özellikle ileri evre hastalarda ömrün uzatılması ve yaşam niteliğinin çoğaldırılmasına müteveccih çok ciddi başarılar elde edildi. Bu başarıların orijininde de insan genomo ile alakalı balakaların çoğalması ve dolayısıyla kanser rehabilitasyonuna yeni bir bakış açısı kazandırılması faktör oldu. Benim kanım, halen kanserin kesin rehabilitasyonu için hastalığa bakışta tıpkı orta çağdan yeniçağa geçişte bilimde başlayan yeni bakış açısının, bugünkü bşehrimi ve teknolojiyi şekillendirmesi gibi…
Kanser rehabilitasyonunda da bilinen tıbbi kalıpların dışında yeni bir şeylerin bulguyu, insan bedeni ve hastalıkları ile alakalı yeni bir bilimsel bakış açısı boyutuna geçilmesi gerektiğidir.
Kanserin rehabilitasyonu ile alakalı bugün erişilen nokta gelecek için çok hoş büyümelerin habercileridir. Ancak bireyler olarak gerek kendimiz, gerekse ailemiz için kanserden korunmanın da ehemmiyetli bir unsur olduğunu ve bunun için yapılması gereken iyi beslenme, makûs alışkanlıklardan uzak durma, kilolardan uzak durma gibi pek çok pozitif şeyi yapmada ısrarcı olmak gerekir.