Paylaş |
|
Tweet |
Safra kesesinde taş yaradılışının birkaç nedeni vardır: bazı kan hastalıklarısferositoz gibi ve safra akımının yavaşlamasına neden olan tıkanıklıklar gibi.
Safra kesesinde taş yaradılışının birkaç nedeni vardır: safra içeriğinin yoğunlaşması ve bu yoğunluğun çökelmesi, safra kesesi ve çevresinin cerahatleri, bazı kan hastalıklarısferositoz gibi ve safra akımının yavaşlamasına neden olan tıkanıklıklar gibi. Ayrıca safra taşı yaradılışı için bazı tehlike etkenleri vardır: Kadın olmak, 40 yaşın üzerinde olmak, kilolu olmak, ailede bu hastalıkların bulunması, yüksek kolesterol seviyeleri gibi. Besinlerin taş yaradılışına doğrudan bir katkısı yoktur.
Safra kesesi taşları, özellikle yemek sonrası hazımsızlık, bulantı, karın ağrısı, kabarıklık, geğirme gibi şikâyetlere yol açar. Bu şikâyetleri olan bir şahısta safra kesesinde de taş tespit edilmiş ise şikâyetin kaynağı safra kesesi taşlarıdır.
Olabilir; bazen hastanın şikâyetleri daha çok mide rahatsızlığını da düşündürür. Bu gidişatta operasyon evveli mideyi de hakimiyet etmek için gastroskopi yapılır. Şayet hastanın şikayetleri operasyondan sonra geçmemiş ise yeniden gastroskopi yapmak gerekir. Bazı barsak hastalıkları, karaciğer ve pankreas hastalıkları da hazımsızlık nedeni olabilir.
Bir şahısta safra taşı tespit edilmişse rehabilitasyonu operasyondur.
Safra taşlarının hâlen geçerli tek rehabilitasyonu operasyondur. Böbrek taşlarında olduğu gibi kırma ve düşürme gibi rehabilitasyon usulleri yoktur.
Öncelikle, hazımsızlık şikâyeti devam eder. Daha makûssu şayet taşlar safra kesesinden çıkıp safra yollarına düşecek kadar ufak ise birkaç milimetre safra kanalında tıkanmaya, dolayısıyla şiddetli ağrıya ve sarılığa yol açarlar. Azıcık daha büyük olanlar, safra kesesinin çıkışını tıkayarak safra kesesinin şişmesine ve irinine neden olurlar; bu gidişatlar acil operasyonu gerektirirler.
Günümüzde safra kesesi taşının en uygun operasyon biçimi kapalı laparoskopik usuldür. Ancak bazı hastalarda geçirilmiş ameliyatlar nedeniyle ya da kapalı operasyonun teknik olarak yapılamadığı vaziyetlerde sarih operasyon uygulanabilir.
Karın içindeki operasyonlar her iki usulde de aynıdır; safra kesesi, iletişimlerinden dağılarak çıkarılır. Aradaki fark karın duvarındaki operasyondadır. Sarih operasyonda karında bir kesi vardır, operasyon sonrası sağlık kurumunda daha fazla kalmak gerekir, iyileşme süresi daha uzundur, günlük yaşama dönüş daha uzun zamanda olur, operasyon izi vardır. Kapalı usulde kesi ve iz yoktur, karın duvarında 3-4 adet delikten operasyon yapılır, sağlık kurumunda daha az kalınır, günlük yaşama erkenden dönülür genellikle 3-7 gün, ağrı daha azdır.
Safra taşları, safra kesesinin bir hastalığıdır. Yalnızca taşlar alınacak olsa bir müddet sonra aynı taşlar tekerrür oluşur. Ayrıca safra kesesi olmadan da sıradan yaşamımızı devam ettirebiliriz. Bu nedenle yalnızca taş almak biçiminde bir rehabilitasyon yoktur; safra kesesi, taşlarla beraber alınır.
Safra kesesi, karaciğerde üretilen safrayı depolayan ve yemeklerden sonra yağ sindirimi için safrayı bağırsaklara boşaltan bir organdır.
Operasyondan sonra safra kesesinin misyonunu karaciğer üstlenir. Yağ sindirimi için gereken safra süratlice karaciğerde üretilip depolanmadan bağırsaklara salınır. Bu geçim sürecinde de geçici olarak hazımsızlık sezilebilir. Bu müddette ilaç rehabilitasyonu uygulanır. Beden yeni gidişata alışınca başka ilaca gerek kalmaz.
Safra kesesi taşından başka bir hastalığınız yoksa kapalı operasyon için 1 gün, sarih operasyon için 2 gün sağlık kurumunda kalmak yeterlidir.
Evet, hem sarih hem kapalı operasyon genel anestezi altında yapılmaktadır.
Hastalar arasında değişiklik olmakla birlikte kapalı operasyonda bazen 3. gün, bazen bir hafta sonra, sarih operasyonda 15 – 20 gün sonra işe dönülebilir.
Safra kesesi alındığı için safra kesesi taşı bir daha oluşmaz. Ama safra yollarında ender de olsa taş oluşabilir. O taşların da başka rehabilitasyon usulleri vardır.
Bu gidişat münakaşalı olmakla birlikte yaş ilerledikçe kalp ve akciğer hastalıkları büyüdüğünde, safra kesesi operasyonunun tehlikesinin çoğalacağı düşünülürse operasyonu erkenden yapmak daha avantajlıdır. Ancak şeker hastalarında şikâyet olmasa da operasyonu erken yarıyılda yapmak gerekir.
Tam safra kesesi kanserlerinde taş da tespit edildiğinden bu tehlikeden bahsediliyor. Ancak ispatlanmış bir ilişki yoktur.
Polipler safra kesesinin iç yüzeyini örten katmanın et beni biçiminde artmalarıyla veya kolesterol kristali birikimiyle oluşurlar. Polipler birden fazla rakamda olup şikayete neden oluyorsa taş gibi değerlendirip operasyon yapılır. Polibin boyutu 1 cm’den fazla ise kanserleşme tehlikeyi nedeniyle operasyon edilir. Ufak ve şikâyete neden olmayanlar aralıklarla ultrason ile takip edilirler.
Bazen safra kesesi içinde taş olmadan da safra kesesinin iltihaplanması nedeniyle veya safra kesesinin geçimsiz çalışması nedeniyle operasyon yapılabilir. Bu vaziyetlerde de sanki taş varmış gibi hastaların hazımsızlık şikâyetleri olur.