Paylaş |
|
Tweet |
Meme dokusundaki hücrelerde büyüyen bir hastalıktır. Meme dokusunun rastgele bir yerinden kaynaklanabilmekte olan meme kanserlerinin bulguları ve rehabilitasyon usulleri.
Her 10 kadından biri yaşamının bir noktasında meme kanserini tutulur. Erken anlaşıldığında zaferle rehabilitasyon edilebildiği halde, meme kanseri yeniden de akciğer kanseri hariç, değişik tam kanserlerde olduğundan daha fazla kadının vefatına neden olmaktadır.
Memede bir yumru veya sertleşme, sızılı veya duyarlı olmayabilirMemeden duru veya kanlı bir akıntıİçeri çekilmiş meme başıMemelerin dış hatlarındaki farklılık, misalin bir memenin öbüründen daha yüksek olması gibiMeme teninde düzleşme veya çukurlaşmaKırmızılık veya portakal kabuğu gibi pütürlü görünüş
Bazı çalışmalar kadınların kansere tutulma olasılığını çoğaldıran bazı etkenleri tanımlamıştır. Şayet anneniz, teyzeniz veya kız kardeşinizde özellikle genç yaşta veya her iki memede de kanser görülmüşse, başka kadınlara göre kanser olma olasılığınız daha yüksektir. Hiç çocuğunuz olmamışsa veya ilk çocuğunuzu 35 yaşından sonra doğurmuşsanız kanser olma olasılığınız yüksektir. Şayet bir memenizde kanser varsa, değişiğinde de olma tehlikeyi çoğalır. Bu olasılık yaşla da çoğalır.
Tam bu tehlike etmenlerine rağmen yapabileceğiniz fazla bir şey yoktur. Ancak yukarıyada belirtilen semptomlara karşı açıkgöz olursanız habis bir uru çok minikken tanımlamak olası olabilir. 20 yaşından sonra her kadın ayda bir kere memelerini kendisi hakimiyet etmelidir.
20 ile 40 yaş arasındaysanız en az 3 senede bir kere hekime tetkik olmalısınız. 40 yaşının üstündeyseniz bu tetkikin senede bir yapılması gerekir. Bir Hayli kanser uzmanı 40 yaşının üstündeki her kadının 40ında başlayarak 1-2 senede bir mamografi yaptırmasının koşul olduğuna inanmaktadırlar. 50nin üzerindeki kadınlar senede bir mamografi yaptırmalıdırlar.
Hekiminiz memelerinizi dikkatle araştıracaktır. Meme başlarını hafifçe sıkarak akıntı olup olmadığına bakacak, koltuk altlarınızda lenf modüllerinin gelişip gelişmediğini hakimiyet edecektir. Zira kanser lenf yoluyla da ufalayabilmektedir. Bundan sonraki adım mamografidir.
Şayet memenizdeki bir yumru ultrasonografide kist olarak belirlenmişse, hekiminiz ince bir iğneyle kistin içindeki akışkanı sürüklemeye çalışabilir. Bu akışkan tahlil edilerek habis hücrelerin varlığı incelenebilir. Akışkan çekildiğinde yumru yok olursa bu kolay bir kisttir. Bir kitlenin habis olmadığını kavramanın en emin yolu operasyonla kitlenin tümünü çıkarıp biyopsi yapmaktır. Yumrudan akışkan çekilemezse, akışkan çekildikten sonra yumru tekerrür gelişirse veya çekilen akışkanda kan ya da habis hücreler bulunursa, hekiminiz operasyonla kitlenin alınıp biyopsi yapılmasını nasihat edecektir.
İçine kolay girilebilen bir kitleye iğneyle biyopsi uygulamak, hekimin muayenehanesinde yerel anesteziyle yapılabilir. Operasyonla kitleyi çıkartmayı gerektiren biyopsi için sağlık kurumunda yerel veya genel anestezi uygulanır. Hekim patoloğun mikroskobik ve biyokimyasal olarak araştırabilmesi için yumruyu tam olarak çıkarır. Neticeler pozitifse, kitle habistir. Değilse size selim olduğu söylenir. Biyopsilerin yüzde 80 inde kitle selim bulunur.
Meme urunun kendisi öldürücü değildir. Hastalık metastaz yaparak öldürür. Metastaz lenf sistemi veya kan yoluyla bedenin başka yerlerine ayrılmak, demektir. Bundan anlaşılacağı üzere, meme kanseri, ur minikken ve habis hücreler komşu lenf düğümlerine sıçramadan, erken teşhis edilirse yüzde 90 rehabilitasyon bahtı vardır. Ancak olayların yarısında, kanser keşfedildiğinde bedenin değişik kısımlarına da sıçramış bulunmaktadır. Her şeye karşın hastalık, ilaç, radyoterapi ve operasyon takviyesiyle seneler boyu hakimiyet altında tutulabilmektedir.
Operasyonun meme kanserinde başlıca rehabilitasyon olmasına rağmen, memenin ne kadarının alınması gerektiği mevzusunda pek çok münazara vardır. Günümüzde operasyon çoğunlukla radyoterapi, hormon terapi veya kemoterapiyle beraber uygulanmaktadır.
Hemen hemen tam meme kanseri işlemlerinde, hekim operasyonun bir kısmı olarak, koltuk altındaki lenf düğümlerinden bir kaçını da alır. Bunlarda habis hücrelerin varlığı incelenir. Lenf bezlerinde habis bir urun varlığı veya yokluğu operasyon sonrası rehabilitasyonu tanımlayan en ehemmiyetli faktördür.
Hekim kanserin lenflere eriştiğini tespit etmişse, operasyon sırasında kaçan kanserli hücreleri öldürmek için göğüs bölgesine ışınım uygulanmasını önerebilir. Neticede kemiklerde kanser ortaya çıkarsa, ışınım sızıları hafifletmek için kullanılır.
Şayet meme kanseri tekerrürlerse, uzak kısımlarda urlar ortaya çıkarsa veya kanser operasyon edilemeyecek kadar ilerlemişse, hala hormon alarak yaşamı uzatabilmek ve şikâyetleri eksiltmek olası olabilir. Bazı urlar hormon rehabilitasyonuna veya östrojeni tesirsiz kılan ilaçlara ya da bazen ilave bir doz östrojene yanıt vermektedirler. Çoğunlukla kullanılan antiöstrojenler, tamoxifen, androjenler erkeklik hormonu ve progesterondur.
Hormon rehabilitasyonu urun gelişmesini veya küçülmesini sağlayabilir. İnsana kısmen veya tamamen hafifleme getirebilir. Şayet bir hormon artık tesirli olmuyorsa başkası dayanakçı olabilir. Hormonlar tesirlerini kaybettikleri zaman, hekiminiz kortikosteroidleri yalnız veya kemoterapi ile beraber uygulayabilir.
Kemoterapide verilen antitümör ilaçlar, hormonlardan daha toksik zehirleyiciler ve hepsi bağışıklık sistemini bastırarak insanı enfeksiyonlara karşı gözetmesiz vazgeçerler. ışınımda da görülen; bir hayli güzel olmayan yan tesirleri vardır; bulantı, ishal ve yorgunluk gibi. Ayrıca, geçici olarak saçlarınızın tümünü veya bir kısmını kaybedebilirsiniz. Ancak, kemoterapi çoğunlukla metastazı yavaşlatabilir. Bazen bütün olarak teskin ederse de genellikle erteleme geçicidir. Kemoterapinin, menopoza girmemiş kadınlarda daha tesirli olduğu görülmektedir. Hekimler muhtelif ilaçları farklı sentezler yaparak kullanmakta, bazen kortikosteroid veya tamoksifeni de ilave etmektedirler.