Her 5 Kişiden Birinin Reflüsü Var

Hemen hepimiz ramazan ayı boyunca “tüm gün aç kalacağımız” endişesiyle ağır besinlere yöneliyor, iftar ile sahurda karnımızı tıka basa doyurmaya çalışıyoruz. Bu kusurlu tutumlarımızın faturasını da genellikle midemizde oluşan yanma ve ağrı gibi muhtelif meselelerle ödemek zorunda kalıyoruz. Özellikle ülser ve reflü hastalarında bu meseleler daha da şiddetli boyutlara ulaşabiliyor, hatta başka hastalıklara da davetiye çıkarabiliyor.iftarda veya sahurda ağır yemekler yemek ve ardından hemen yatağa girmek gibi kusurlu tavırların özellikle reflü şikayetlerini artırdığı gibi başka sağlık meselelerine de neden olabileceği ihtarında bulunuyor.

Ülser Hastaları Oruç Tutabilir Mi?

Ramazan aylarında mide ve mide kanaması şikayetleri çoğalış gösteriyor. Bu sebeple ülser yakınması olanların, Ramazan ayından evvel kesinlikle doktora başvurmalarında fayda var. Kanama, darlık ya da deformasyon gibi karmaşıklıkları olmayan hastalar, şayet ülserleri tamamen iyileşmişse oruç tutabilirler. Ancak bu hastaların günde bir adet mide gözetici ilaç almaları gerekiyor. Zira ülser yine ortaya çıkabiliyor ve yaşamı tehdit edebilecek kanamalara yol açabiliyor. Sahurda yemekten evvel alınan gözetici hap, oruç meblağken mide şikayetlerinin ortaya çıkmasını yasaklıyor. Kanama, darlık ve deformasyon alana gelmiş hastalarda ülser tekerrürü çok kolay olacağı için bu grubun oruç yakalamamaları öneri ediliyor.

Beyiz Un Ve Şekerden Uzak Durmalı

Ülser hastaları için artık özel bir perhiz öneri edilmiyor. Kendilerini rahatsız eden besinleri perhizden uzaklaştırmaları, rahatsız etmeyenleri yemeleri öneriliyor. Bu hastalar ramazan evvelindeki beslenmelerinden değişik olarak yalnızca yağlıları biraz daha fazla kısıtlamalı. Kurubaklagilleri özellikle harcamaya özen göstermeli. Beyaz un ve şeker gibi arıtılmış karbonhidratlardan uzak durmalı. Sütlü tatlıları seçim edip, baklava benzeri hamurlu tatlılardan sakınmalı. Sahurda kahve ve çay gibi meşrubatları harcamamalı. Zira bu cins meşrubatlar çok ölçüde alınmaları halinde idrar çıkışını arttırıyor ve gündüz boyunca su kaybına sebep oluyor. Her zaman tencere yemeklerini seçim etmeli. Daha sonra fırın ve ızgaraya önemsemeli. Kızartmalar ise en sağlıksız olanı. Kızartma kesinlikle yapılacaksa tavanın dibine çok az yağ konmalı.

Reflü Hastaları Oruç Tutabilir Mi?

Bazı grup reflü hastaları oruç tutabilirler. Bunu belirlemek için de öncelikle endoskopi yapmak gerekiyor. Endoskopide yemek borusunun alt ucunda isyankarda bağlı zararlanma olup olmadığına bakılıyor. Zararlanma oluşmuşsa buna “eroziv reflü” hastalığı deniliyor ve bu da dört düzeye parçalıyor. Düzey D, en ağır reflü tipini, düzey A ise en hafif reflü tipini ifade ediyor. A tipi reflü hastaları oruç tutulabilir. Ancak reflü ve ülseri olup oruç yakalamasına izin verilen hastalar doktorlarının kesinlikle kendilerine verdiği ilaçları kullanmalılar. Öteki aşamalardaki reflü hastalarının oruç yakalamaları halinde ise hastalıkları ilerleyebiliyor. Tehlikeli reflü hastaları oruç meblağlarsa yemek borusunun alt ucunda zararlanma daha çok çoğalıyor. Bu gidişatta göğüste yanma şikayetleri artabiliyor ya da yemek borusunda ülserleşmeye bağlı ağrı ortaya çıkabiliyor. Ayrıca yemek borusunda doku zararına bağlı kanama, besinleri yutarken takılma ya da yutmada eforluk, soluk darlığı, boğaz enfeksiyonlarında çoğalış ve diş sıhhatinde bozulma çürümede çoğalış ve diş eti hastalıkları gibi gibi şikayetler ortaya çıkabiliyor.

İftarda Ve Sahurda Çok Yemekten Sakınmalı

Reflü meseleleri olan hastaların sık aralıklarla ve az ölçüde yemeleri gerekiyor. Zira çok yenildiği takdirde reflü çoğalıyor. Oruçta ise öğün rakamı ikiye iniyor. Oysa doktorlar reflü olmaması için hastaların harcamaları gereken besinleri dört- beş öğüne bcan vererek her bir öğünde az yemelerini istiyorlar. Bunun tersine iftar ve sahurda olduğu gibi çok ölçüde yemek yemek, dolu mideden yemek borusuna geriye kaçışı ve reflü şikayetlerini çoğaldırarak, bazı istenmeyen meselelere yol açabiliyor. Başka Bir Deyişle reflü hastaları uzun süren aç ve susuzluktan değil, bu süreçten sonra fazla yemek yemekten etkileniyorlar.

İftardan Sonra Ağır Spor Reflü Şikayetini Artırıyor

Mide meseleyi yaşayanlar özellikle iftardan sonra ağır spor yapmamalı. Zira dolu mide ile spor yapılırsa; artan karın içi basıncı reflü şikayetlerini çoğaldırıyor. Yeniden bedendeki kan yemekten sonra sindirim uzuvlarında bir araya geleceği yerde sistemik dolaşıma katılacağı için sindirim etkileniYOR. Dolaşım sisteminde de yüklenmeler oluyor, bunun neticesinde sindirim ve dolaşım performansı eksiliyor. Bu hastalar İftardan 1 saat sonra yalnızca yürüyüş yapılabilirler. Halı saha maçları, yüzme, uzun koşular gibi sporlar veya ağır antremanlar iftardan en az 2 saat sonra yapılmalı. Ayrıca reflü hastaları iftar sofrasına dar pantolon ile oturmamalı ya da sıkı kemer takmamalı, aksi takdirde reflü şikayetleri çoğalıyor.

Ramazanda Nasıl Beslenmeli?

• İftarı kesinlikle su ve çorba ile açın. Bunları bitirdikten sonra 15 dakika bilave edin ve sonra öteki besinlere geçin.

• Çok ölçüde alınan yemek reflüyü arttırıyor. Bu sebeple sahurda ve iftarda çok ölçüde yemek yemeyin, harcamanız gereken ölçüyü öğünlere bcan veril.

• Yemek yer yemez uyumayın. Reflünüzün şiddetine göre 2-3 saat bilave edin. Aksi halde ilacın yararı olmaz ve kanama, yutma eforluğu, soluk darlığı ortaya çıkabilir.

• İftar ya da sahurdan hemen sonra kesinlikle uyumak isterseniz televizyon ya da baba koltuğu diye adlandırılan, bedene 45 derece açı veren ve ayakları kaldıran koltuklarda şekerleme yapabilirsiniz.

• Sahurda proteinden zengin yiyeceklerin alınması reflüyü eksiltiyor. Yağdan zengin yiyeceklerin alınması ise reflüyü arttırıyor.

• Gazlı meşrubatlar reflüyü çoğaldırdığı için bu cins meşrubatlardan kaçının. Daha çok limonata veya konutta hazırlanan meyve suları için.