Stres Bağışıklık Sisteminizi Etkiliyor

Yaz ayının bitişiyle beraber son baharı kucakladığımız şu günlerde bedenimiz yeni bir başkalaşım yarıyılına girer. Bu ani metamorfozlarda bedenimiz alışma devresini soğuk algınlığı, bitkinlik ve grip ile beraber karşılayabilir. Bu yarıyılı en iyi biçimde atlatmak için bağışıklık sistemimizin güçlü olması gerektiğini belirten Doç. Dr. İsmet Tamer bağışıklık sistemimizi nasıl gözeteceğimize ait ehemmiyetli önerilerini paylaştı.

Sıhhatli Bir Uyku Şifadır

Araştırmalar erişkin bireylerin oda sıcaklığı mevsime göre 18 – 20 derece aralığında sakin ve konforlu bir etrafta, vasati 7 – 8 saatlik dinlendirici bir uykuya gereksinimleri olduğunu göstermektedir. Sürekli 6 saatlik nitelikli bir uyku da bedenin yenilenmesi ve derlenmesi için yeterli bulunmuştur. Uykuda leptin ismi verilen tokluk hissi yaratan hormon çoğalmakta, uykusuzluk arttıkça da bütün tersine açlığı ve daha fazla karbonhidrat harcama hissini artıran ghrelin adlı hormonun salınımı çoğalmaktadır. Uyku, aynı zamanda bağışıklık sisteminde görev alan hücrelerin de hem sayı hem de nitelik açısından kuvvetlenmelerini sağlar. Sıhhatli ve nitelikli bir uyku ertesi günkü faydamızı ve günümüzün niteliğini de yükseltmeye dayanakçı olur.

Beslenme Alışkanlıkları Ehemmiyetli

Havaların soğuması ile bedenimiz bizi daha fazla kalori kapsayan yiyeceklere yönlendirir, oysa yüksek kalori kapsayan yağlı ve basit karbonhidratlar bağışıklık sistemi hücrelerimizi negatif tesirler ve gözetici antikor seviyelerimizin eksilmesine neden olur. Bağışıklık sistemimizin güçlenmesi ve bizleri başta enfeksiyonlar olmak üzere hastalıklardan koruyabilmesi için proteinden zengin, çinko, selenyum, demir ve folik asitin yanı gizeme A ve B kompleks vitaminleri ile desteklenmiş bir perhize gereksinimimiz olduğunu fark etmemiz gerekir. Vitaminlerden C’nin bağışıklık sistemine katkısı yadsınamazken, E vitaminin de güçlü bir antioksidan olduğunu artık hepimiz daha iyi biliyoruz. Kış günlerinde özellikle eksilen D vitamininin bizleri tiroid bezi, şeker hastalığı gibi kronik hastalıklardan gözetmesinin yanı gizeme bağışıklık sisteminin de düzgün çalışması için zorunlu olduğu pek çok çalışmada gösterilmiştir. Havuç, maydanoz, taze bunalmış meyve suları, yeşil yapraklı sebzeler, fındık, ceviz, badem, ülkemizde kış aylarında ulaşılabilirliği basitleşen beyaz etli balıklar, bağışıklık sistemimizin gereksinimi olan tüm bu besin maddelerini sağlayacaktır.

Hijyen Ve Egzersizlere Dikkat

Bol su içmeyi, serin bahar günlerinde bol bol yürümeyi, hoşlandığımız faaliyetlere zaman ayırmayı ve bizi mutlu eden insanlarla beraber müddet geçirmeye fırsat bulmayı da unutmamalıyız. Özellikle sindirim sistemini kuvvetlendiren probiyotikleri perhizimizin bir parçası haline getirmeliyiz. Bu aylarda sık baş gösteren üst solunum yolu enfeksiyonlarının büyük bir kısmının etmenleri virüslerdir ve antibiyotikler işe haylaz, hatta afaki antibiyotik kullanımının bağışıklık sistemimiz üzerinde negatif tesirler bırakabileceğini unutmamak gerekir. Mikroplardan korunmanın en iyi yollarından bkocaman da hijyen kaidelerine özen göstermektir. Bunun için en ehemmiyetli ve basit uygulama ellerimizi sık sık su ve sabunla yıkamaktır.

Bunların yanında dikkat toplayan en temel noktalar olarak ise;

Stresi yaşamımızdan olabildiğince uzaklaştırmak,Fazla kilolarımızdan kurtulmak,Sigarayı yaşamımızdan çıkarmak,Varsa içkiyi kısıtlamak,Ve elbette sosyalleşmeye yeterince müddet ayırmak.