Paylaş |
|
Tweet |
Kronik böbrek hastalığı dünyada olduğu gibi ülkemizde de ehemmiyetli bir sağlık meseleyi. Zira rehabilitasyon edilmezse böbrek yetmezliği gibi hayatı tehdit eden çok ciddi bir tabloya dönüşebiliyor! Böbrek yetmezliğine ise en sık başta yüksek tansiyon, diyabet ve obezite olmak üzere 7 etmen neden oluyor!
Türk Nefroloji Derneği bilgilerine göre; ülkemizde diyaliz uygulanan veya böbrek nakli yapılmış takribî 70 bin hasta bulunuyor. Bu rakamın, gelişmiş birçok ülkenin neredeyse 2 katı olan senelik yüzde 10 çoğalış oranı ile 2015 senesinde 100 bini aşacağı hipotez ediliyor. Yeniden Türk Nefroloji Derneği tarafından 23 şehirde 10.750 yetişkinin katılımı ile yapılan ve 2009 senesinde sonuçlanan CREDIT çalışması, Türkiye de yetişkinlerin yüzde 15.7 sinde muhtelif düzeylerde kronik böbrek hastalığı varlığını ortaya koydu. Bu oran, ülkemizde takribî 7.5 milyon kronik böbrek hastası bulunduğuna, başka bir deyişle her 67 yetişkinden bkocamanın böbrek hastası olduğuna ve sualin boyutunun hipotez edilenin çok üzerinde olduğunu dikkat topluyor. İşte bu noktada hemen herkesin usuna şu sual takılıyor: Böbrek yetmezliğine hangi etmenler yol açıyor? En ehemmiyetlisi de bu hastalığın erken tanısı için hangi sıklıkta hangi testi yaptırmalı? Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ülkem Yakupoğlu, en çok merak edilen bu sualleri cevapladı…
Böbrek Yetmezliğine Neler Yol Açabiliyor?
Böbrek yetmezliğine neden olan pek çok etmen var. Bunlar arasında en sık görülen faktörleri şöyle sıralayabiliriz:
Yüksek tansiyon,
Diyabet hastalığı,
Fazla kilolu olmak,
60 yaşın üzerinde olmak,
Sigara alışkanlığı,
Tek böbrekli doğmak,
Ailesel böbrek hastalıkları.
1 – Yüksek Tansiyon: Yüksek tansiyon böbrek içindeki incecik damarlarda yapısal bozukluğa ve tıkanıklığa neden oluyor. Bunun sonucunda da böbrek yetmezliği gelişebiliyor. Ancak koldan ölçülen tansiyon bazen klasik bedellerde çıkarak bireyi yanıltabiliyor. Bunun aksine idrardaki protein firariyi bunu net olarak gösterebiliyor. İdrarda protein oranını gösteren test Türkiye nin her yerinde yapılabiliyor.
2 – Diyabet: Tip 2 diyabet de, tıpkı kan basıncı yüksekliğinde olduğu gibi böbrek içindeki incecik damarlarda yapısal bozukluğa ve tıkanıklığı yol açarak böbrek yetmezliğine neden olabiliyor. Özellikle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yarıyıl böbrek yetmezliğinin en sık sebebi olan diyabet hastalığı görülme oranının 2002 de yüzde 7.2 iken, günümüzde yüzde 12 nin üzerine çıkmış olması kaygı verici bir vaziyet olarak görülüyor.
3 – Fazla Kilolu Olmak: Fazla kilolu olmak böbreğin içinde yer alan kılcal damarlardaki basıncı artırarak idrarda protein firarisine yol açıyor.
4 – 60 Yaşın Üzerinde Olmak: Yaş ilerledikçe bedendeki tüm damarlar ihtiyarlıyor. Natürel olarak kılcal damarlardan çok zengin olan böbrekler de bu süreçten çok etkileniyor. Damar sertliği çoğaldıkça, böbreklerin süzme işlevi de yavaşlıyor.
5- Tek Böbrekli Doğmak: Tek böbrekli bireyler dikkat ettikleri zaman ömürlerinin sonuna kadar sağlıklı yaşayabilirler. Ancak susuz kalmamaya, fazla tuz ve bilinçsiz ilaç harcamamaya daha çok dikkat etmeliler.
6- Sigara Alışkanlığı: Sigara böbrek içindeki kılcal damarlardaki dolaşımı yavaşlatıyor ve oksijen ölçüsünü eksiltiyor. Bir başka deyişle yüksek kan basıncına benzer biçimde damarlar üzerinde negatif tesir yaratarak böbrek yetmezliği tehlikesini artırıyor.
7- Genetik Geçiş: Böbrek hastalıkları genetik geçişli de olabiliyor. Böbreklerde kist yaradılışı, idrar kanallarında tıkanıklık, geri firari veya böbrek boyutlarının ufak oluşu gibi yapısal farklılıklar ailenin birçok bireyinde gözlenebiliyor. Yineleyen böbrek taşları da yeniden kalıtsal özellik gösterebiliyor.
Değişik Tehlike Etmenleri Neler?
Böbrek taşı,
Yineleyen idrar yolu enfeksiyonları,
Sık ağrı kesici kullanımı,
Bağ dokusu hastalıkları.
Erken Düzeyde Tutulursa Diyaliz Ve Uzuv Nakline Gerek Olmayabiliyor
Aslında böbrek yetmezliğine yol açan etmen düzeltilebilir bir düzeydeyse bedende bir mesele yaratmadan geri dönebiliyor. Bunun sebebi ise böbreklerin çok yönetli uzuvlar olmaları. Böbreklerin süzme kapasiteleri yüzde 60 ın altına düştüğünden itibaren kronik böbrek hastalığı olarak kabul ediliyor. Bu uzuvların tamamen iflas etmeleri için süzme kapasitelerinin yüzde 15 ve altına düşmüş olması gerekiyor. Yüzde 15-60 arasında ise geniş bir yarıyıl var. Hasta bu yarıyılda kumpaslı bir nefroloji takibi içinde olursa diyaliz ve uzuv nakline nakle gerek kalmama kısmeti yüksek oluyor.
Testler Ne Zaman Yapılmalı?
Böbrek yetmezliğinin ileri evrelere gelmeden tutulması büyük ehemmiyet taşıyor. Bu sebeple 60 yaşın üzerindeki bireylerin bilinen bir hastalıkları olmasa bile böbreklerini hakimiyet ettirmeleri çok büyük bir ehemmiyet taşıyor.
Tansiyonu 40 yaş altında başlaması halinde nefroloji uzmanına kesinlikle tetkik olmak gerekiyor, zira genç yaşlarda ortaya çıkan tansiyon genellikle böbrek orijinli oluyor.
Yüksek tehlike grubundaki bireylere yapılacak olan tarama testleriyle hastalık erken düzeyde tespit etiliyor ve bu sayede ilerlemesi önlenebiliyor. Özellikle 40 yaşından itibaren senede bir kere idrar ve kan incelemeyi yaptırmak verimli oluyor.