Paylaş |
|
Tweet |
Kıl dönmesi, kılların kuyruk sokumu ve seyrek göbekte cilt altına geçip yara, abse ve fistül oluşturmasıdır.
Kıl dönmesi, kılların kuyruk sokumu ve seyrek göbekte cilt altına geçip yara, abse ve fistül oluşturmasıdır. Kıl dönmesi, başka bir deyişle DERMOİD KİST veya PİLONİDAL SİNÜS, cilt altı kıl yuvası demektir. Sırt ve baştan dökülen kılların kuyruk sokumundaki iki kaba et arasında, kıllı ve terli oluğa takılıp sürtünmelerle oluğun en dibindeki ter bezi deliklerinden vida gibi dönerek cilt altı yağ dokusu içine sezdirmeden girmesi, labirentler açması, peşinden labirentlere giren bakterin de katkısı ile çevreyi iltihaplandırması; cerahatlı veya kanlı, pis kokulu akıntılar ve abseler oluşturmasıdır. Sert ofis koltuklarında ve bilgisayar başında, özellikle kaykılık pozisyonda uzun müddet oturanlarda veya uzun müddet jip sürenlerde veya uzun müddet otobüs yolculukları yapanlarda daha sık olur. Kıl dönmesi 16 ila 30 yaş arası kıllı ve gürbüz, genç erkeklerde, seyrek de genç kadınlarda oluşur. Oluş biçimine gelince; kıllar yılan tenindeki gibi yivli veya pullu olup, dar ve sıkışık veya sürtünmeli civarlarda kıpırdandıkça tek güzergahta ilerler. Saç telini iki parmak ile yakalayıp hafifçe oğuşturunca bu hareketi sarihçe görmek muhtemeldir. Eş biçimde iki kaba et arasındaki rastgele bir hür kıl, sürtünme, itelenme ve dönme mekaniği ile oluğun dibine doğru hareket eder. Hiperkeratoz ve fazla terleme sebebi ile genişlemiş bir ter bezi ağzından ten içine girebilir, peşinden başka bir kıl geçebilir. Giderek bu küçük ağız, kılların küçük zorlaması ile genişler, ten hücreleri ter bezinin ve deliğin içine doğru yürür ve deliklerin iç yüzeyi cilt epiteli ile döşenerek küçük bir tünel oluşur ve peşpeşe kılların buraya girmesi kolaylaşır. Uzun saç kılları dahi girebilir. Bazan bir kaç kıl girdikten sonra tünel girişi iyileşip kapanabilir. Ama tünel içindeki kılların ve bakterilerin cilt altında derinlere doğru ilerlemesi ve iltihaplanmalar devam eder. Günün birinde kesinlikle abseleşme ve fistülleşme olur. Fistül ağızlarının % 78 i oluğun sol kenarında ve % 82 si kıl giriş deliklerinin yukarıya tarafında yer alır.
1. kuram; sırttan dökülen kılların kaba etler sebebi ile oluşan derin olukta birikmesi; iki kaba etin birbirine veya oturulan zemine veya sert ve dar kıyafetlere sürtünmesi ile kılların yürüyebilmesi; kapalı etraf sebebi ile oluktaki cildin incelmesi ve kolay delinip tahriş olması ve sert kuyruk kemiğinin baskısı sebebi kılların daha da kolay ilerlemesidir.2. kuram; insan bedenine ana rahmindeyken cilt kıyafeti, pelerin biçiminde yukardan alta giydirilir; cilt pelerinin fermuarı gibi kuyruk sokumunda kapatılır. Kapanma sırasında bir kısım cilt dokusu kıl olarak altta kalabilir. Kıllanma yaşına gelince bu bölgede kıllar gelişerek dermoid kist oluşturabilirler. Kıl dönmesinin bir başka görüldüğü yer göbek çukurudur. Göbek çukuru derin ve birey kıllı ise akıntı ve çıban olabilir. Buraya da kıllar yürüyerek pis kokulu akıntılar, hatta seyrek, göbek çevresinde veya karın içinde abse ve fistüller oluşturabilir.
Bazı hastalarda hiçbir bulgu vermeyebilir. Bulgular minik bir çukurdan büyük ağrılı bir kitleye kadar değişebilir. Berrak, koyu renkli ya da kanlı akıntı olabilir. Enfeksiyonla birlikte kuyruk sokumu bölgesi kırmızı, duyarlı hale gelebilir ve pürülan akıntı olabilir. Enfeksiyon şiddetli olursa ateş, halsizlik ve bulantıya yol açabilir.
Hastalık, bir hayli farklı tablo ile karşımıza çıkabilir. Hastaların tamamına yakınında, akut çıban süreci diye belirleyebileceğimiz ileri derecede ağrı, ateş, hassasiyet ile izleyen bir saldırı olur. Sıklıkla pürülan akıntı ve cerahat ile sonlanır. Çıban ufaladıktan sonra kendiliğinden ya da tıbbi müdahale neticeyi bir hayli hastada pilonidal sinüs büyür. Sinüs cildin yüzeyinin altında uzanan, yüzeye bir ya da daha fazla minik ağız ya da kanalla açılan bir boşluktur. Bu sinüslerin çok azı rehabilitasyonsuz iyileşmesine karşın hastaların çoğunun ameliyat olması gerekir. Kronik hastalık, şişme, ağrı ve akıntı ile izleyen saldırılara neden olur. Bu vaziyeti rehabilitasyon etmek için cerrahi rehabilitasyon her zaman gereklidir.
Rehabilitasyon, hastalığın gidişatına bağlıdır.
Akut abse varlığında, bir insizyon kesi yapılıp, pürülan materyalin iltihap-cerahatboşaltılması sağlanmalıdır. Bu vaziyette irin ve ağrının gerilemesi ile rehabilitasyon edilir. Bu operasyon çıbanın büyüklüğüne ve hastanın seçimine göre ameliyathanede genel anestezi ile veya poliklinikte yerel anestezi ile yapılabilir. Minik bir kesi ile irinin boşaltılması sağlanır. Harekâttan sonra bu bölge hergün banyo yapılarak veya duş ile arınılır. Emel, buradaki cerahat, kıl ve doku artıklarının temizlenmesidir.
Tekrarlayan infeksiyon hücumları, akıntıya neden olan olgularda genelde ameliyat önerilmektedir.
Sklerozan Madde Enjeksiyonu:
Bu usulle sinüs ağzı genişletilerek içerisindeki tüm kıllar arınılır. Daha sonra sıhhatli cilt korunarak 2-3 cc %80 lik fenol , sinüs içine verilir. Operasyon gerektiğinde aralıklı olarak tekrarlanabilir.
Fenolden başka kavitenin koterize edilmesi, kriyoterapi, gümüş nitrat ve %80-İçki De bu emelle kullanılır.Her iki usulün rehabilitasyondaki zaferi hudutludur. Pek seçim edilen usuller değildir.Kronik kıl dönmesi hastalığı ve cerrahi tedaviTekrarlayan enfeksiyon hücumları veya aralıksız akıntı olan hadiselerde ameliyat düşünülmelidir.
Yalnızca kıl kistlerinin oluşturduğu boşluğun tavanı açılarak içerisi arınılır. Kıl kistlerinin arka duvarı sinüs iç duvarı çıkarılmaz. Sık sık pansuman yapılarak kıl kistlerinin oluşturduğu boşluk öbür ismi ile sinüs boşluğunun kendiliğinden dolması beklenir. İyileşme süresi vasati 3-5 haftadır. Eşlik eden enfeksiyon varsa antibiotik verilir. Nüks oranı %7-16 arasında değişir.
Yalnızca kıl kistlerinin oluşturduğu boşluğun tavanı açılarak içerisi arınılır. Kıl kistlerinin arka duvarı çıkarılmaz. Yara kenarları geride kalan kistin tabanına dikilir. Böylece geride kalan boşluk küçülmüş olur. Bu usulde hastanın günlük pansumanlarının yapılması ve bu sırada ölü dokular ve yaraya dökülen kılların titizlikle arınılması gerekir. İyileşme süresi takribî 4-6 haftadır. Nüks oranı %1-6 arasında değişir.
Tüm kıl kistlerinin ağızlarını içine alacak biçimde yapılan bir eliptik kesi ile kıl kistleri sakral kemik üzerindeki fasiaya kadar tamamen çıkarılır. Yara sarih vazgeçilir. Sık sık pansuman yapılarak operasyonla oluşturulan boşluğun beden tarafından doldurulması beklenir. İyileşme süresi 4-7 haftadır. Nüks oranı %1-7 arasında değişir.
Kıl kistleri tamamen çıkarıldıktan sonra yerine 1 adet kapalı emici dren konularak yara dudakları karşı karşıya gelecek biçimde dikişlerle kapatılır. Bu usulde pansumana gerek olmaz. İyileşme süresi vasati 2 haftadır. Nüks oranı %6-22 arasında değişir.
Kıl kistleri tamamen çıkarıldıktan sonra yara yerine 1 adet kapalı emici dren konularak geride kalan boşluğu etrafta dokulardan oluşturulan greftler ile kapatmak oldukça tesirli bir usuldür. Bunlara flep çevirme operasyonları denir. Flep usulünün pek çok avantajı vardır. Kıl kistleri ve bu kistlerin ağızları, enflamasyona uğramış olan cilt geniş olarak çıkarılabilmekte ve geride kalan boşluk sağlam dokularla gerilimsiz olarak kapatılabilmektedir. Ayrıca dikiş hattının beden orta hattında olması önlenebilmektedir beden orta hattındaki yaralar geç iyileşmektedir. Buna ek olarak hastalığın oluşmasını kolaylaştıran kalçalar arasındaki dar ve derin yarık, kaydırılan flep ile ortadan kaldırılmış olur.
Farklı flep usulleri vardır. Hangi tipte flep uygulanacağına kıl kistlerinin meskeni, karmaşık olup olmaması ve geride kalacak olan boşluğun biçimine göre karar verilir. Fleplerin nüks oranı %0-5 arasında değişmektedir.