Paylaş |
|
Tweet |
Yaz aylarında yaşanan fazla sıcaklar sebebiyle bedende akışkan kayıpları görülebiliyor. Tüm iç uzuvların sıhhatini negatif etkileyen susuzluk, böbrek hastalıklarına da davetiye çıkarıyor.
Yaz aylarında yaşanan fazla sıcaklar sebebiyle bedende akışkan kayıpları görülebiliyor. Ağız kuruluğu, baş dönmesi ve idrar renginde koyulaşma, bedenin susuz kalmasının ilk bulguları olarak karşımıza çıkıyor. Tüm iç uzuvların sıhhatini negatif etkileyen susuzluk, böbrek hastalıklarına da davetiye çıkarıyor.
Bevliye Uzmanı Op. Dr. Egemen İşgören, bedenin termostatı olarak görülen suyun eksik harcanması halinde, böbrek dahil pek çok uzvun işlevini negatif etkilediğini vurguladı. Akışkan kayıpları mevzusunda şuurlu olmanın ve sıcak havada pratik tedbirler almanın yazın sağlıklı kalmaya takviyeci olduğunu bildiren İşgören, suyun verimleri mevzusunda bilgiler verdi. İşte o bilgiler:
Vücudumuzun takribî yüzde 60-70’ini su oluşturmaktadır. Toplam akışkan ölçüsündeki yüzde 1’lik dahi farklılık kendini susama ile gösterirken, daha fazla kayıp ise ciddi rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Bedendeki tam sistemler, uzuvlar ve hücreler yeterli su olmadan işlevlerini sürdüremez. Su tendeki gözeneklerden buğulaşarak beden ısısının tertip edilmesine katkıda bulunur. Su; hücrelerin lüzumu olan mineral, vitamin, protein, karbonhidrat, yağ gibi gıda maddelerini ve hormonları lüzumu olan hücrelere, dokulara ve uzuvlara eriştirir. Metabolik faaliyetler neticeyi ortaya çıkan atık maddeleri boşaltım uzuvlarına taşır. Tüm bunlara ek olarak kanın hacmini dengeler ve yiyeceklerin sindirimine takviyeci olur. Yaz aylarında yeterli akışkan harcanmadığı takdirde; adale spazmları, bulantı, bitkinlik hissi, göz pınarlarının kuruması, cilt elastikliğinin kaybolması, kabızlık gibi bulgular ortaya çıkabilmektedir. Akışkan kaybının seviyesine göre sezilen şikayetler farklılık gösterir.
Düzenli ve yeterli ölçüde harcanan su, sırt ve eklem sızılarını yüzde 80, bağırsak kanseri tehlikesini yüzde 45 ve meme kanseri tehlikesini yüzde 79, mesane kanseri tehlikesini de yüzde 50 oranında eksiltir. Olağan beden işlevlerinin sağlıklı bir biçimde devam edebilmesi için akışkan alımı ve akışkan kaybının emin bir balansta olması gerekmektedir. Zira bu denge bozulduğunda sağlık meseleleri ortaya çıkmaya başlar. Yemek yemeden 4 hafta yaşanabilirken susuz yalnızca 3-4 gün dayanılabilir.
Çok lüzumlu değilse 11.00-16.00 saatleri arasında caddeye çıkmayın, Özellikle sıcak günlerde sarih renk, bol, pamuklu elbiseler giyin,Güneş altında spor yapmayın,Bol su, ayran, soda veya sporcu meşrubatları için,Meyve, sebze ve salata yiyin,İçki tüketimini balansta tutun,Kahve ve çay tüketimini sınırlayın,Günlük 2,5-3 litre su için.
Yeterli su tüketimi ne kadar ehemmiyetliyse çok fazla su harcamak da risklidir. Fazla su harcandığı zaman, böbreğin işlev kapasitesi aşılabilir ve negatif etkilenmesi de söz mevzusu olabilir. Fazla su tüketimi neticeyi kandaki sodyum ve elektrolit seviyelerinin aniden düşmesi; beyin ödemi, bulantı, kusma, halsizlik ve şuur farklılıklarına yol açabilir. İhtiyat alınmadığı takdirde hayati tehlike taşıyan hastalıklara hatta vefata dahi neden olabilir. Her ferdin günlük su lüzumu değişiktir. Bir uzmana danışıp; kronik hastalıklar, gebelik, yaş ve cinsiyet etmenleri göz önünde bulundurularak günlük su lüzumu tanımlanabilir.