Paylaş |
|
Tweet |
Böbrekler; bel kemiğinin iki yanında ve kaburgaların hemen altında yer alan, yumruk büyüklüğünde, fasulyeye benzeyen bir çift uzuvdur.
Böbrekler; bel kemiğinin iki yanında ve kaburgaların hemen altında yer alan, yumruk büyüklüğünde, fasulyeye benzeyen bir çift uzuvdur. Başlıca işlevleri kanın fazla suyunu ve artık maddelerini süzmektir. Bu maddeler idrar biçiminde üreter denilen kanallarla böbrekten mesaneye sidik torbası aktarılır ve buradan da uretra yolu ile dışarıya atılır.
Böbrekler aynı zamanda 3 ehemmiyetli hormonu da üretirler. Bunlar kemiklerde kırmızı kan hücrelerinin imalini harekete geçiren eritropoetin; kan basıncını tertip eden renin ve sıhhatli kemikleşme için lüzumlu olan D vitamini.
Henüz tamamen anlaşılamamış bazı sebeplerle bayağı idrarın içeriğinde bulunan özellikle ürik asit ve kalsiyum gibi maddeler kristalleşerek böbrek içinde taş olarak adlandırılan yapıları oluştururlar. Tıbbi ismi Nefrolitiazis dir. Oluşan bu taşlar golf topu kadar büyük olabileceği gibi kum tanesi kadar ufakta olabilirler. Düzgün yuvarlak, sivri, asimetrik vs. muhtelif biçimlerde olabilirler. Çoğu taş sarı-kahverengi renklerdedir. Ancak kimyevi bileşimine göre bronz rengi, altuni veya siyah renkli taşlar da olabilir.
Bazı taşlar hiç belirti vermeden böbrekte kalabilirler. Bazıları ise üretirler, mesane ve uretra boyunca yer değiştirirler ve idrarla dışarı atılabilirler. Ufak olan taşlar rastgele bir belirti vermeden veya çok az bir rahatsızlıkla dışarı atılabilirken daha büyük olan taşlar çok şiddetli ağrılara sebep olabilirler.Bazen de idrar geçişini önleyebilen riskli tıkanıklıklar oluşturabilirler.
Oldukça sık görülen bir hastalıktır. Erkeklerin % 10-15 i, bayanların ise vasati % 5 inde görülür.İlk olarak genellikle 20-30 yaşlarında ortaya çıkar. Özellikle erkeklerde bir defa taş oluşmuş erkeklerin 2/3 şanda vasati 9 sene içinde taş tekrarlamaktadır.
Böbrek taşını oluşturan sebepler kesin olarak bilinmemektedir. Bazı tahlilciler içilen suyun çok fazla sert kalsiyum sulfat içeriği fazla veya çok fazla yumuşak sodyum karbonat içeriği fazla olmasının tesir edebileceğini söylemektedirler. Fazla içki tüketimi, gut hastalığı da fazla taş yaradılışına sebep olabilir.Bazı tahlilciler ise fazla akışkan kaybına neden olan sıcak abuhavalarda böbrek taşının daha sık tesadüfüldüğünü, bir başka grup birtakım özel gıdaların böbrek taşına neden olduğunu iddia etmektedir.
Supersaturasyon kuramı: fazla doygunluğa bağlı kristalleşme kuramı. En yaygın kuramdır. Bedenin susuz kalmasına bağlı olarak idrar daki akışkan oranı ile çözünen katı maddeler arasında balanssızlık oluştuğuna inanılır. Bu çözünmüş artık maddeler ile fazla yüklenen idrar bir noktada doygunluğa uğrar ve bu noktadan sonra artık maddeler yavaş yavaş birikerek kristalizasyona ve taş yaradılışına sebep olur. Bu sebeple taş yaradılışını yasaklamak için çok ölçüde su içilmesi önerilir.
İnhibitörler: Bayağı idrar kristalleşmeyi yasaklayan inhibitörleri kapsamaktadır. Bir kurama göre bazı şahıslarda bu inhibitörler yeterli görevi yapamamakta , kristalleşmeyi ve dolayısıyla taş yaradılışını engelleyememektedir.
Böbrek taşları kimyevi içerik olarak değişiklikler gösterir.
Kalsiyum Taşları: Tüm böbrek taşlarının takribî % 70-80 i ya kalsiyum oksalat, veya kalsiyum fosfat ya da her ikisinin bileşiminden oluşur. Kalsiyum diş ve kemik sıhhatinde ehemmiyetli rol oynar ve bayağı perhizde bulunur. Kalsiyumun aşırısı idrar yolu ile ile bedenden uzaklaştırılır. Kalsiyum taşları hiperkalsiürili idrarda fazla kalsiyum bulunması şahıslarda oluşmaktadır. Kalsiyum taşı oluşan hastaların %40’ında sebebi bilinmeyen ailevi geçişli kalsiyum metabolizması bozukluğu vardır. Ender olarak da kalsiyum metabolizmasını harekete geçiren parotiroid hormonunu fazla ölçülerde üreten paratiroid bezi uru sebep olmaktadır. Furasemid gibi diüretikler, kalsiyum bazlı antasitler ve steroidler de hiperkalsiüri ye neden olabilmektedir. Aynı zamanda bazı barsak hastalıkları, A ve D vitamininin çok yüksek ölçülerde alınması, et, tavuk, balık gibi gıdaların fazla alınması da sebep olabilmektedir. Perhizde B vitamininin çok az veya C vitamininin çok fazla olması ile kalsiyum oksalat taşlarının yaradılışı arasında bir ilişki kurulmaktadır.Ürik Asit Taşları: Ürik asit bedende protein imhayı neticeyi bayağı olarak oluşur ve idrarla atılır. Ancak bazı şahıslarda özellikle erkeklerde ürik asit böbreklerde ve eklem yerlerinde birikebilir. Eklemlerde ürik asit birikmesi ailevi geçişli olan gut hastalığında görülür. Böbreklerde birikmesi ile de ürik asit taşları oluşur. Böbrek taşlarının % 5-23 ü özellikle çoğunlukla erkeklerde olmak üzere ürik asit taşlarıdır. Ürik asit taşlarında genetik etkenlerin de rol oynadığı öne sürülmektedir. Yüksek proteinli özellikle et mahsulleri fazla perhiz alanlarda ürik asit taşı oluşma ihtimali artmaktadır.Enfeksiyon taşları: Tüm taşların takribî % 20 sini oluştururlar. İdrardaki ürenin bakteriler tarafından bozulması ile asidikleşen idrarda oluşan amonyak ve magnezyumun kristalleşmesi enfeksiyon taşlarına neden olmaktadır. Üriner sistem enfeksiyonu geçirmeye daha yatkın olan bayanlarda erkeklere oranla daha sık rastlanmaktadır.Sistin Taşları: Sistin asap adale ve bazı dokuların yapı taşlarından olan aminoasitlerden bkocamandır. Ender görülen ailevi bir hastalık olan sistinüri de böbrekler de sistin taşları oluşur. Tüm taşların % 1-2 sini oluşturmaktadır.
Böbrek taşları zaman içinde yavaş yavaş oluşurlar. Zaman zaman ufak belirtiler verebilirler. Ancak belli bir boyut ve pozisyona eriştiğinde ani olarak belirtiler ortaya çıkar.
Henüz yeterince büyük olmayan ve böbrek işlevlerine hasar vermemiş “suskun” olan taşlar rutin röntgenincelemesi esnasında ortaya çıkabilir .Bazen bu suskun taşlar böbrek işlevini bozana kadar fark edilemeyebilir ve böbrekte kalıcı zararlar oluşabilir. Bazen sırt ağrısı, adale ağrısı sanılabilen ufak belirtiler verirler. Bu cins hastalarda sık sık idrar yolları enfeksiyonu büyür. Ancak en olağan belirtisi taşın bulunduğu bölgede yaptığı irritasyona veya tıkanıklığa bağlı olarak oluşan ve renal kolik ismini alan şiddetli ağrılardır. Renal kolikte ağrı aniden, genellikle gece veya sabaha karşı kazanç. Akut apandisit veya barsak orijinli ağrılarla karışabilir. Ağrı belde, iki yanda veya mide bölgesi ve kasıkta başlayabilir.Erkeklerde testislere veya penise yayılabilir. Ağrı ,ile birlikte mide bulantısı, kusma, titreme, ateş görülebilir. Hasta sıkıntılıdır. Bir oturur, bir kalkar, şiddetli idrar yapma isteği ve idrar yaparken yanma oluşur.
Böbrek taşlarında görülen bir öteki olağan belirti ise hematüri olarak adlandırılan idrara kan hücrelerinin karışmasıdır.Bu kan hasta tarafından üryan gözle görülebileceği gibi ancak mikroskopla görülebilecek stilde az da olabilir. İdrar genellikle koyu renkli, bulanıktır ve bazen kokulu olabilir.
Genellikle şikayetlerinizi dinleyen hekim idrar da kan hücrelerinin de görülmesi ile tanı koyabilir. Şikayetlerin taş sebepli olduğunu doğrulamak üzere röntgen muayeneyi veya ultrasound muayeneyi isteyecektir.Böylece taşın boyutu, biçimi ve yeri mevzusunda balaka sahibi olacaktır. Kan ve idrar incelemeye de taşın kimyevi yapısı, idrarda kan olup olmadığı ve enfeksiyon bulunup bulunmadığı hakkında balaka sahibi olacaktır.
Yapılacak röntgen muayeneyi direk karın filmi veya İVP ismi verilen ve damardan bir ilaç verilerek asıllaştırılan özel bir röntgen olabilir. Tüm taşlar röntgen filmi ile görülemez. Bu gibi taşların görülmesinde ultrasound faydalı olacaktır. Ancak ultrasound da da çok kilolu hastalarda ve 3 mm nin altındaki taşlarda başarılı neticeler alınamayabilir.
Röntgen filminde öteki kemik yapıları ile karışan taşlarda kompüterize tomografi istenebilir.
Bol su için: Daha evvel taş düşürmüş bireylere tekerrür taş yaradılışının yasaklanması için bol su içmesi önerilir. Özellikle sıcak yaz günlerinde içilen su ölçüsünün çoğaldırılması gerekir. İdrarda kristalizasyonun engellenebilmesi ve taş yaradılışının engellenebilmesi için en azından 8 bardak su içilmesi gerekir. Hastalar çıkardıkları idrarın renginden aldıkları akışkanın yeterli olup olmadığını anlayabilirler. idrarın renginin sarih olması suyun yeterli olduğunu, koyu olması ise beceriksiz olduğunu gösterir. Ayrıca bol su içilmesi idrar yolları enfeksiyonlarını da önleyici bir rol oynar.Diyetinizde kalsiyum ve oksalat ölçülerini kısıtlayın: Daha evvel taş düşürmüş bir şahsın idrar testlerinde kalsiyum oranı yüksek çıkıyorsa perhizindeki kalsiyum ve oksalatı kısıtlamalıdır. Kalsiyum kapsayan antasitleri kullanmamalı, kalsiyum kapsayan süt ve süt mahsullerini kısıtlamalıdır. Son zamanlarda bu mevzu münakaşalı hale gelmiştir. Ayrıca çay, kahve, çikolata, fıstık, ıspanak, pancar gibi oksalat içeriği yüksek yiyecekleri de kısıtlamakta fayda vardır.Ancak perhizdeki kalsiyumun eksiltilmesi her hastada faydalı olmayabilir. İdrarında oksalat ölçüyü çoğalmış bireylere kalsiyum nasihat edilebilmektedir. Her hasta da şartların farklı olacağı göz önüne alınmalı, perhiz hekiminiz veya diyetisyen tarafından ayarlanmalıdır.Et ve et mahsullerini eksiltin: Bu yalnızca taş oluşmasını yasaklamakla kalmaz genel sıhhatiniz açısından da pozitif tesir yapar. Hayvansal proteinlerin eksiltilmesi bedene kalsiyum girişini ve ürik asit atılımını eksiltecektir.Tuz tüketimini eksiltin: Tuz idrara çıkan kalsiyumu çoğaldırır. Ayrıca hipertansiyon tehlikesini de eksiltmiş olursunuz.