Bilgi
Kategoriler

Böbrek Kisti

Böbrek Kisti
Paylaş
 

Böbreklerde idrar alana getirmekle görevli en minik üniteye “nefron” adı verilir. Her böbrekte takribî olarak bir milyon nefron bulunur.

Böbreklerde idrar alana getirmekle görevli en minik üniteye “nefron” adı verilir. Her böbrekte takribî olarak bir milyon nefron bulunur. Her dakikada kalbin pompaladığı takribî 5 litre kanın ¼’ü böbreklere gider. Böbreklere gelen bu kanın hacim olarak takribî %1’i idrar olarak atılır. Basmakalıp bir insanın çıkardığı idrar ölçüyü günde 1,5 litre kadardır. Yeniden basmakalıp bir insan günde 5-6 defâ idrar yapma gereksinimi dinler.

İdrarı alana getiren maddelerin çoğu muhtelif üretim-tahrip metabolizma hâdiseleri sırasında alana gelen ve yenilenlerden alana gelen maddelerdir. İdrarın vasati % 96’sı sudur. Geri kalan kısmını ise muhtelif organik ve inorganik artıkları teşkil eder. Bunların arasında en önemliyi protein metabolizması artığı olan “üre”dir. Azotlu gıdaların, özellikle proteinlerin bedende yanmasından alana gelen son ürün olan üre, idrarın içinde “amonyum karbonat” hâline geçer ve idrara amonyak kokusunu verir. İdrarda ayrıca ürik asit, keratin, keratinin, çok az ölçüde minik moleküllü proteinler, glikoz, sodyum, potasyum, klor, bikarbonat gibi maddeler de yer alır.

İdrar bedenimizin dışarı attığı en mühim akışkandır. Bu sâyede, beden akışkanlarındaki muhtelif maddelerin balansı sağlandığı gibi bedende durması hasarlı olan artıkların uzaklaştırılması da sağlanır. Metabolizma artıkları, hasarlı ve zehirli maddeler, ilâçlar, ölçüyü artan maddeler dışarı atılır. İdrar vâsıtasıyla bedendeki su-elektrolit balansı, asit-baz balansı ayarlanır.

Böbreklerde yapılan idrar, üreterler idrar boruları vâsıtasıyla mesane idrar torbasıye taşınır. İlk idrar yapma hissi, messnedeki idrar ölçüyü 150 cm3 olduğu zaman dinlenir ve en keskin dolgunluk hissi 400 cm3 e erişince ortaya çıkar. Bu gidişatta şahıs kendi isteği ile idrar yapma vakasını başlatır. Yetişkinlerde mesane dış büzücü kasının sfinkterinin kasılmış gidişatta yakalanabilmesi idrar yapacak uygun bir zamana kadar işemenin geciktirilmesine imkân verir. Bu dış büzücü adale beynin tesiri altındadır, başka bir deyişle açılıp büzülmesi şuurlu olarak yapılır. Beyindeki idrar yapma merkezine “miksiyon merkezi” denir. İdrar yapma refleksi sâyesinde istek dahilinde başlatılan idrar yapma hadiseyi refleks olarak devam eder. Karın adalelerinin istemli kasılması karın içi tazyikini çoğaldırarak idrarın atılmasına dayanak eder. Çocuklarda işeme üzerinde beynin kontrolu büyümediği için bunlar belli bir yaşa kadar idrarlarını yakalayamazlar. Mesâne ile alakalı olup, idrar yapmayı hakimiyet eden asaplarda rastgele bir kesilme veya harâbiyete yol açan hastalıklarda şahıs idrarını yakalayamaz. Bu vaziyet en çok bir kazâ neticeyi belden alt felç olan şahıslarda ortaya çıkar.

Basmakalıp idrarın rengi sarıdır. Kendine has bir kokusu vardır, durudur. Tepkin olarak asittir. Yoğunluğu vasati 1015-1025 arasında değişir. İdrar analizi böbreğin gidişatı hakkında ehemmiyetli bilgiler verdiği gibi dâhilî bazı hastalıkların teşhisinde ehemmiyetli rol oynar. İdrar ölçüsünün günde 400 cc’nin altına düşmesi veya 2500 cc’nin üstüne çıkması fazla rakamda idrara çıkmak birer hastalık alametidir. Bunun gibi gece idrara kalkmak, flu idrar, idrarın makûs kokması, alkalik tepkin vermesi, belirgin olarak protein, glikoz, bilirubin mevcudiyeti, fosfatların idrara çıkması, basmakalıpın üzerinde kırmızı küre veya beyaz küre bulunması farklı hastalıkların habercileridir.

İdrar Yolu Enfeksiyonları

İdrarın dışarıya atılıncaya kadar geçtiği yolların irini. İdrar yollarında enfeksiyon olduğunda mikrop bulunduğu hâlde hasta rahatsız olmayabileceği gibi şiddetli bulgulara da neden olabilmektedir. Teşhis konduktan sonra hakimiyetlere gidilmelidir; zira bu hastalıkta yinelenmeler çok görülür. İdrar yolu enfeksiyonları uzman olmayan doktorların yönetinde, özel ürolojik tatbikatlara ve cerrahî uygulamalara gerek olmadan tâkip edilebilirler.

İdrar yollarının akut had enfeksiyonları; alt idrar yolları enfeksiyonları üretrit sistit, prostatit ve üst idrar yolu enfeksiyonları akut piyelonefrit olarak ikiye parçalarlar. Piyelonefritte böbrek iltihaplanmıştır.

Cinsiyet, hamilelik, idrar yollarında taş gibi nedenlere bağlı olarak tıkanma, asap sisteminin felç gibi hastalıkları nedeniyle mesane çalışmasında bozulma, mesaneden geriye doğru idrar kaçması, öbür böbrek hastalıkları ve şeker hastalığı idrar yolu enfeksiyonunu etkileyen faktörlerdir.

İdrarında ehemmiyetli ölçüde mikrop bulunan hastaların yarısında hiçbir bulgu yoktur. Bulgu verenlerin de yarısında enfeksiyon, alt idrar yolları enfeksiyonu, öbür yarısında da üst yâni böbrek enfeksiyonudur. Sık idrara çıkan ve ağrılı olan bayanların sâdece yüzde 60 ilâ 70’inde ehemmiyetli bir enfeksiyon bulunur.

Bir milimetre küp idrarda 100.000 mikrop bulunması enfeksiyon kanıtı sayılmışsa da, yeni edinilen bilgilere göre bu sayıdan daha az ölçüde mikrop bulunan vak’alarda, idrar yolu şikâyetleri de varsa bunlar da enfeksiyon kabul edilmektedir. Sistit, yâni mesane irininde ağrılı, sık sık ve zorlu idrar yapma olur. İdrar flu makûs kokulu ve yüzde elli vakaada kanlıdır.

Böbrek irininde ise süratli bir seyir ile birkaç saat veya gün içinde ateş, titreme, bulantı, kusma ve ishal ortaya çıkar. Sistitte, görülen bulgular olabilir de, olmayabilir de. Ateş, çarpıntı ve genel hassasiyetin yanında, sırtın böbreğin üstündeki alanına vurunca ve karın üzerine derin bir biçimde ellenince şiddetli ağrı olur

Tedaâvide uyulması gereken kurallar vardır. İdrar kültürü yapılmalı, yâni idrarda mikrop var mı ve ne rakamdadır kavramak için test uygulanmalıdır. Bundan sonra hangi ilâcın tesirli olacağı yeniden deneyle anlaşılmalıdır. İdrar yollarını tıkayan taş gibi nedenler varsa tedâvi edilmelidir. Bulguların kaybolması idrar yollarında mikrop kalmadığını göstermez. Alt idrar yolları enfeksiyonlarında kısa müddet, düşük doz, üst idrar yolları enfeksiyonlarında ise uzun zaman tedâvi yapılır.

İdrar Söktürücüler Diüretikler

Vücutta su bir araya gelmesini, yâni ödemi önlemek veya rehabilitasyon etmek için kullanılırlar. Böylece hayati uzuvların yükünü eksiltirler ve hastanın rahatsızlığını giderirler. Ödem denilen su birikmesi bir hastalıktan sonra ortaya çıkar. Bu bakımdan yalnızca idrar söktürücüler değil, esastaki hastalığa müteveccih tedâviler de verilmelidir. İdrar söktürücüler; ödem yapmayan tansiyon yüksekliği, kanda kalsiyum yükselmesi, böbrek menşeyli şekersiz şeker hastalığı fazla su atılır hallerinde de kullanılırlar.

İdrar söktürücülerin zaferi yiyeceklerdeki tuz ölçüsüne bağlıdır. Bu ilaçlarla berâber diyetteki tuz da eksiltilmelidir. Kalp yetmezliğinde olduğu gibi hafif bir ödemde, ilâve tuz almamak yeterli olabilir. Bu, günde 2-4 gram tuza tekâbül eder, tuz birikmesi fazla ise günde bir gramı geçmemelidir.

Kuvvetli idrar söktürücüler, hücre dışındaki suyu ve dolayısıyla damardaki suyu önemli ölçüde eksiltirler. Bu nedenle süratli bir idrar artması tansiyonu düşürüp çarpıntıya, ayağa kalkmakla baş dönmelerine, kanda ürenin birikmesine, kalp ve beyin çalışmasında bozulmalara neden olabilir.

Kandaki potasyumun eksilmesi, idrar söktürücülerin en makûs yan tesirleridir. Kanında potasyumu eksilmiş hastalara, bol potasyum ihtiva eden yiyecekler vermelidir. Üzüm hoşafı, elma suyu böyledir. Asetozalamit, tiazitler, civalılar, etrakrinik asid, furosemit, sprainolakton, triamteren, amilorit idrar söktürücü ilâçlardır.

Bu yazı 969 kere okundu.
  • Site Yorum

Bir yorum bırak

Yorum yazmak için giriş yapmalısın

maltepe escort ataşehir escort pendik escort kartal escort anadolu yakası escort kadıköy escort istanbul escort ataşehir escort masöz masaj salonu maltepe escort escort bayan