Paylaş |
|
Tweet |
Türkiyede 2008 senesinde 99 bin 973 çift boşanırken, 2011 senesinde ise bu sayı 16.8le çoğalarak, 120 bin 117ye çıktı. Bu bilgilere göre, son 4 senede Türkiyede boşanma oranının oldukça çoğaldığını görüyoruz.
Uzman Nörolog Mehmet Yavuza göre; 4 bin senelik cemiyetsel bir müessese olan evlilik; bazılarının da kâbusu olabiliyor. Çoğunluk için zorunluluk olan bu müessese, bazı çiftleri zamanla yoruyor ve evlilik hüsranla sonuçlanabiliyor. Günümüzde çiftlerin ilk bahanesi şiddetli uyumsuzluk olsa da, bireyleri mutsuzluğa çeken etkenlerin başında; kendileriyle barışık olmamaları ve kendi kapasitelerinin çok üstünde beklentileri olmasından kaynaklanıyor.
Evlilik kararı almadan evvel iyice tanıyın!
İlk 1 sene, daha sonraki 6 sene ve evliliğin 20. seneyi… Ani evliliklerde, nişanlılık yarıyılı geçirenlere göre ilk sene boşanma tehlikesinin daha fazla olduğunu belirten Dr. Mehmet Yavuz, aniden evlenenlerin birbirlerini aynı evde yaşamaya başlayınca tanıdığını ve geçimli olmamaları halinde ilk 1 sene içinde boşandıklarını vurguladı. Ayrıca, görücü usulü ile bir müddet nişanlı kalıp evlenenlerin ilişkileri aile büyüklerinin tercihleri ve tecrübeleri ile şekillendiği için flört evliliğine göre biraz daha sağlam olabiliyor. Bu noktada çiftler arası meselelerde aile büyüklerinin hemen devreye girip arabuluculuk yapmasının ehemmiyetli bir etmen olduğunu belirten Dr. Mehmet Yavuz, 20. seneden sonra boşanmalarda görücü usulü evlilik ve flört evliliği arasında rakamsal açıdan bir farkın olmadığını da bizlere anımsatıyor.
Mutlu evlilikler için bazı ipuçları
Bilimsel bir araştırmada, her 100 bireye hiç kıpırdamadan karşı türden bkocamanına bakmaları isteniyor, netice ise afallatıcı Birbirlerinin suratlarına bakan çiftlerden bazıları aşık olup evlenmeye karar veriyor. Dr. Mehmet Yavuza göre; tıpkı bu araştırmalarda olduğu gibi çiftlere her gün en az 5 dakika birbirlerinin suratlarına bakmalarını öneriyor.
Boşanmayı önleyen davranışlar
Karşılıklı empati de evliliğin yürütülmesinde ehemmiyetli bir etkendir. Psikolojide kendini reelleştiren ön kabul kanununa değinen Dr. Mehmet Yavuz, bir insanın rastgele bir mevzuda ön yargısı varsa, bir müddet sonra ön kabul oluşan kanunun kendini geliştirmeye başladığını söylüyor. Kendini eşinin yerine koyarak hareket etmek çoğu zaman meselelerin başlamadan analiz etilmesi ile sonuçlanıyor.
Sıhhatli bir evlilik yaşantısı için neler yapılmalı?
Elinizdekilerin bedelini bşehrin
Sağlığınızın, ailenizin, çocuklarınızın, arkadaşlarınızın bedelini bşehrin. Eşinizle ortak dostluklar kurun.
Mutluluğunuz için araya hedefler koymayın
Kendinize ev, araba alınca, çocuk olunca ya da başka bir vaka reelleşince mutlu olacağız gibi hedefler koymayın. Mutluluk hedef değil, uzun bir yolculuktur.
Her tenkide kulak vermeyin
Çevrenizdeki insanların tenkitlerine ve tekliflerine göre yaşarsanız, kendiniz için yaşayamazsınız.
Hatalara duyarlı olmayın:
Yanılgılar, yinelenmedikçe görmezden gelinmelidir. Gördüğünüz şeyi söylemezseniz belleğinizden uçup gider, söylerseniz belleğinizde yer eder. Her negatifliği lafa dökmeyin.
Evliliğinize zaman ayırın
Çiftler, akşam yemeklerini birlikte yemeye gayret göstermeli, pazar sabahları hep beraber uzun kahvaltı sevinçleri yapmalıdır. Ayda birkaç defa konsere, sinemaya, tiyatroya bu da olmazsa pikniğe gidilmeli, seyahatlerden eşlere armağanlarla dönülmelidir.
Başkalarına destek edin
Yardıma fukara insanlara birlikte destek olmaya çalışmak, birliktelik duygusunu pekiştirir. Bu da beraberliğe ekip ruhu kazandırarak ilişkinin doğru çizgide ilerlemesini sağlar.
Yalnızlık bir seçim olmasın
Dünyada yalnız yaşayanların rakamı, 1996da 153 milyon iken, 2011 senesinde ise; 277 milyona yükselmiştir. Yapılan araştırmalara göre, Dünyada son 15 senede yalnız yaşayanların rakamı % 55 arkasıydı ve insanlar evlenmekten şu an olduğumuz zaman itibariyle daha öncekisinden daha fazla korkuyorlar.
Uzman Dr. Mehmet Yavuza göre; eşlerden her ikisinin de çalışıyor olması, evliliği boşanmaya götüren sebeplerden bkocaman. Çalışan kadına, ev işlerinde erkeğin takviyeci olmamasının dejenerasyonu artırdığı ve çalışan kadınların profesyonel alanda, evlerinde iki değişik role sahip olmasının yorucu olduğunu andırdırdı. Çalışan kadın evine süre ayırdığı zaman kariyeri riske giriyor, kariyerine yöneldiğinde evini bakımsızlık ediyor. İşine daha çok süre ayırdığında, eşler bunu kavrayışla karşılamayabiliyor. Tüm bu nedenler istikametinde çalışan kadınlarda çalışmayanlara göre 6 kat daha fazla boşanma hadisesi görüldüğünü belirten
Dr. Mehmet Yavuz, bunda ekonomik hürlüğün de hissesinin büyük olduğunu dile getirdi.
Tüm çiftler muhtelif güçlükleri aşarak evlenme kararı alırken ilerleyen yarıyıllarda boşanacaklarını düşünmezler. İlerde boşanmamak için, her iki tarafında onarıcı ve bağışlayıcı olması evliliklerini saygı ve sevgi eşliğinde uzun bir süreçte yürütebileceklerine işaret ediyor. Dr. Yavuz, meseleleriyle baş edemeyen çiftlerin bir uzman desteğine başvurmalarını öneriyor.
Nörolog Mehmet Yavuz