Paylaş |
|
Tweet |
Ananesel tıp, Batı tıbbını destekleyici ve bitirici usullere sahiptir ve var oluşu çok daha önceki tarihlere direnmektedir.
Ananesel tıp, Batı tıbbını destekleyici ve bitirici usullere sahiptir ve var oluşu çok daha önceki tarihlere direnmektedir. Hindistan ve Çin’de uygulanan ve günümüzde de tesirleri modernizimle beraber geliştirilerek devam eden tıbbi birikimlerden bahsetmek muhtemel. Sözü edilen tıbbi birikimler onaylanana dek suratlarca kere sınanmış, tesirli olanlar kullanılmaya devam edilmiştir.
Değişik cemiyetlerde, değişik usullerle, binlerce yıldır uygulanan ananesel ve bitirici tıp uygulamaları, kitaplarla ve eğitimlerle günümüze kadar aktarılmış olmasının yanı gizeme, günümüzün teknolojisi ve biliminin de ışığı ile kendini geliştirerek varlığını sürdürmeye devam etmektedir.
Ananesel ve bitirici tıp idaremeliği 27 Ekim 2014 senesinde resmî gazetede yayımlanmasının ardından idaremelikle beraber 15 tane seçenek tıp usulü legalleşmiştir. Bu usuller akupunktur, apiterapi, fitoterapi, hipnoz, homoepati, sülük uygulaması, kayropraktik, kupa uygulaması, larva uygulaması, mezoterapi, proloterapi, osteopati, ozon uygulaması, refleksoloji, müzikterapidir.
Yönetmelikte uygulanacak usuller, bunları kimin uygulayacağı, uygulama yapacak yerlerin tanımı yer almıştır. Şayet uygulama yapılacak yer araştırma sağlık kurumu ya da üniversitede yapılacaksa uyulama merkezi, bu yerlerin dışında yapılan yerler birim olarak adlandırılmış ve hangi uygulamaların nerede yapılabileceği tanımlanmıştır.
İdaremelikle beraber ananesel ve bitirici tıbbın hakimiyet altına alınması hedeflenmiş, alanında uzmanlaşmış ve sadece özel merkezlerde bilirkişiler tarafından uygulanmasının yolu açılmıştır.
Ananesel, bitirici ve seçenek tıp usullerinde en fazla seçim edilen usullerden birisi Fitoterapidir. Fitoterapi nebatlar ve onların faal maddeleri kullanılarak rehabilitasyon etme usulüdür. Fitoterapi terimi ilk olarak Fransız hekim Henri Lenclerc tarafından kullanılmıştır. İnsanoğlu çok daha önceki çağlardan beri nebatlardan fayda ummuş ve beklediği karşılığını da almıştır.
Geçmişte ve günümüzde uygulanan fitoterapi uygulamaları büyük değişiklik göstermektedir. Geçmişte nebatlar tamıyla kullanılmaktaydı ancak günümüzde sadece nebatların faktör maddeleri ve yararlı kısımları kullanılmaktadır. Geçmişte bir nebatın uçucu yağından yararlanmak ismine çayı yapıp içilirdi şimdilerde ise nebatların uçucu yağları ekstre olarak çıkarılarak kullanılmaktadır. Günümüzde fitoterapinin en fazla büyüdüğü ülke Almanya’dır.
Kişilerce fitoterapi usullerini seçim edilmesinin ve en sık kullanılmasının öğrenilen birkaç sebebi vardır. Bunların başında bireylerin konvansiyonel ilaçların yan tesirlerinden çekinmeleri, kimyevi bileşenlerden uzaklaşarak natürel yollarla rehabilitasyon usullerini aramaları, sağlık tüketmelerinin bütçelerini aşması gibi gidişatlar olduğundan söz edilmektedir.
Fitoterapi ile rehabilitasyon usullerini seçim etmeden evvel dikkat edilmesi gereken uygulayacak bireylerin mevzularında uzman olması, rehabilitasyon edilmesi gereken problemi iyi tespit etmesi, nebatsal mahsullerin faktör maddelerinin o hasta üzerinde kullanılıp kullanılmayacağını çok iyi tahlil etmesi gerektiğidir.
Şunu da belirtmek gerekir ki nebatsal mahsullerin konvensiyonel ilaçlar gibi toksisite testlerinden ve muayenehane testlerden geçmemektedir. Bu nedenle emin uygulamalar için emin yerleri seçim etkenin ehemmiyeti de son derece büyüktür.
Ananesel ve bitirici tıpta en fazla kullanılan öteki bir uygulama ise Apiterapidir. Apiterapi Latince orijinli bir kelime olup ‘’Bal Arısının Rehabilitasyonu’’ anlamına gelmektedir. Genel tanımı ile ifade edecek olursak; bal, arı poleni, arı sütü, propolis, arı zehri, bal mumu gibi arı ve kovan mahsullerinin hastalıkların önlenmesi, rehabilitasyonu ile sıhhatin korunması ve geliştirilmesi emeli ile kullanılmasıdır.
Çin, Kore ve Japonya gibi uzak doğu ülkelerinde ise Apiterapi, Arı Zehri ile rehabilitasyonu temsil etmektedir. Arı zehri rehabilitasyonu, arı zehirlerini kullanarak akupunktur noktalarına enjekte edilen rehabilitasyon usulüdür. Arı zehri çok rakamdaki farmakolojik maddeleri içermektedir.
İçerisinde bulunan melittin ve apamin en güçlü antienflamatuar tesir gösterdiği için günümüzde de özellikle enflamatuar hastalıklarda uygulanmaktadır. Bel fıtığı, boyun fıtığı, kronik ağrı belirtileri, menstrüel ağrılar, astım gibi rahatsızlıkların rehabilitasyonu için uzmanlarca apiterapi uygulamaları yapılabilmektedir.
Dikkat edilmesi gereken husus ise Fitoterapide olduğu gibi Apiterapide de uygulayan bireylerin alanlarında uzman bilirkişi olduklarından emin olmak olacaktır.
Arı zehri rehabilitasyonu 18 yaş altı şahıslara uygulanmamaktadır. Arı mahsullerine karşı alerjisi veya hassasiyeti olanlar için uygulanması önerilmez. Gebelere ve emzirme döneminde olanlar için apiterapi arı zehri rehabilitasyonu nasihat edilmemektedir. Arı mahsulleri henüz bağışıklığı kuvvetlenmemiş 1 yaş ve altında olan bebeklere kullanılmamalıdır. Bireyin karaciğer işlev bozukluğu varsa apiterapi uygulanmamaktadır. Aynı biçimde ciddi derecede uzuv yetmezliği olan şahıslara önerilmemektedir.
Ananesel ve bitirici tıbbın uygulama alanları elbette bunlarla hudutlu değildir. Homeopati, Akupunktur, Kayropraktik, Osteopati, Ozon Uygulaması, Hipnoz,Mezoterapi, Proloterapi, Kupa Uygulaması, Hirudoterapi, Maggot rehabilitasyonu, Müzikterapi gibi bir hayli alandan da ananesel ve bitirici tıbbın alanları olarak bahsetmek olasıdır. Bu gibi daha önceki çağlardan beri süregelen uygulamalar günümüzde de kabul görmüş, desteklenmiş hali hazırda da bir hayli merkezde uygulanmaya devam etmekte olan uygulamalardır.
Ananesel ve bitirici tıbbın sunduklarından faydalanırken çağdaş tıbbı da tamıyla yalanlamamak gerekir. Unutulmamalıdır ki her bir uygulama insan sıhhatini ele almaktadır ve ortak hedef için çalışmaktadır. Şahıslara düşen yüksek şuurla hareket etmek her zaman alanında uzman şahıslardan destek almaktır. Sağlıklı günler dileriz.