Paylaş |
|
Tweet |
Dikkat! Böbrek Yetmezliğine Neden Oluyor
Lezzetine kanıp bol ölçüde tuz ilave edilen yemekler Usumuza gelmediği için tüm gün ağzımıza koymadığımız su Her ikisi de tipik özelliklerimiz arasında yer alıyor. Bu gidişat günlük yaşamımızda rastgele bir meseleye yol açmıyor gibi görünse de uzun vadede böbreklerimizin işlevini kaybetmesine neden olabiliyor.
Böbreklerimiz bedenimizde sanki filtre görevi görüyor. Günde takribî 200 litre kan arınan böbrekler, protein gibi bereketli maddelerin bedende kalmasını, üre ve kreatinin gibi zehirli atıkların ise idrar yolu ile dışarı atılmasını sağlıyor. Böylece bedendeki mineral balansı kurulmuş oluyor. Böbrekler sıhhatli bir bedenin olmazsa olmazlarından. Öyle ki az çalışması bedendeki tüm balansları alt üst ederken, çalışmaması yaşamın sona ermesine neden oluyor. Böbrek sıhhatine dikkat toplamak için 2005 senesinden itibaren her sene Mart ayının ikinci Perşembe gününün Dünya Böbrek Günü olduğu söyleyen Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ülkem Yakupoğlu, süratle artan son yarıyıl böbrek yetmezliği hastalarında en iyi rehabilitasyon usulünün böbrek nakli olduğunu vurgulamak için bu sene, Böbreklerinizi bağışlayın sloganının seçildiğini belirtti. Böbrek sıhhatini gözetmek içinse pek çok mevzuya dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Ülkem Yakıpoğlu, günlük alışkanlıklarımızın arasında yer alan az su içmenin ve fazla tuz harcamanın ise böbrekleri varsayım edilenden çok daha fazla yorduğunu vurguladı. Türkiyede böbrek yetmezliğinin çok sık görülmesinin en ehemmiyetli sebeplerinin başında suyu hoşlanmayıp, tuza bayılmamız geldiğine dikkat çekti. Doç. Dr. Ülkem Yakupoğlu, 8 Mart Dünya Böbrek Günü evvelinde böbreği en çok yoran 2 etmen hakkında balaka verirken özel tekliflerde bulundu.
Az su içenlerin böbreklerinde işlev bozukluğu oluşuyor
Böbreklerin içinde çok rakamda kılcal damar yumağı var. Kalp kanı pompaladıktan sonra her atımda yüzde 20-25 kan böbreklerimize geliyor ve bu incecik damarlardan süzülüyor, protein gibi bereketli maddeler yakalanıyor, üre, kreatinin gibi zehirli atık maddeler ayrıştırılıyor, arınılan kan sisteme geri dönüyor, atık maddeler ise bedendeki su aşırısı ile idrar haline getirilip bedenden atılıyor. Şayet her gün bedene yeterli ölçüde su girişi olmazsa böbrekler zehirli maddelerin atılımını asıllaştıramıyor. Yeterli su harcamayan herkesin böbreğinde yaşamının bir bvefatında kesinlikle işlev bozukluğu gelişiyor.
Fazla tuz böbrekleri yoruyor
Bedenimizin günlük tuz lüzumu vasati 5-6 gram. Bunun takribî 2 gramı yemeklere hiç tuz konulmasa bile gün içerisinde yenilen sebze ve meyvelerden alınıyor. Şayet yenilen yemeklerde kısıtlama yapılmazsa gıdalardaki yüksek tuz bedene alınıyor. Bunların yanı gizeme içeriğinde fazla ölçüde tuz bulunan peynir, turşu ve salça gibi gıdalar da aşırıdan tuz alımına neden oluyor. Bazı gidişatlarda bireylerin tuz alımı 20-25 gramı bulabiliyor. Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği nin araştırmasına göre Türk toplumu günde takribî 18 gram tuz harcıyor. Tuz tüketiminin böbrek işlevleri üzerinde doğrudan tesiri var, fazla tuz harcandığı zaman böbrek içindeki kılcal damar dolaşım sisteminde kan basıncı yükseliyor. Bu yüksek kan basıncı kesintisiz hal alırsa minik kılcal damarların yırtılarak sefil olmasına neden oluyor, ayrıca idrardan protein kaçırmaya yol açıyor.
Ne kadar su ve tuz harcamalıyız?
Böbreklerin ve tüm bedenin sıhhati için günde ne kadar su içilmesi gerektiği üzerinde tartışılan bir mevzu. Milletimizin su içmeyi hoşlanmadığını, günlük su tüketiminin böbrekleri kasvete sokacak kadar az, tuz tüketiminin de gereğinden çok fazla olduğunu ifade eden Doç. Dr. Ülkem Yakupoğlu, şunları söyledi:
Sıhhatli bir insanda beden ağırlığının yüzde 60 ı sudur. Dolayısıyla beden ağırlığına göre su harcayın.
Sıradan kiloda yetişkin bir kadın günde 1,5-2 litre, erkekler ise günde 2-2,5 litre su içmeli.
Çay, meyve suyu ve soda gibi meşrubatları günlük tüketimin dışında tutun.
Çok terliyorsanız içtiğiniz su ölçüsünü artırın.
Çok su içmek de az su içmek kadar hasarlı. Günde 4-5 litre su içtiğinizde böbreğinizin idrarı konsantre etme hüneri zorlanıyor. Bu da bedende sodyum oranını eksiltiyor. Düşük sodyum oranları da beyin işlevlerinin bozulmasına yol açıp yaşamı tehdit ediyor.
Yemek masasında netlikle tuz bulundurmayın.
Yemek pişirirken tuz oranını olası olduğu kadar az tutun.