Paylaş |
|
Tweet |
Tükrük ve gözyaşı bezlerinin tutulumu ile kendisini gösteren romatizmal bir hastalık.
Tükrük ve gözyaşı bezlerinin tutulumu ile kendisini gösteren romatizmal bir hastalık…
Romatizma deyince kimin usuna kuru ve kesintisiz kaşınan göz kazanç? Oysa ki esasta romatizmal bir hastalık olan Sjögren Belirtiyi hastalarının en önde gelen şikâyeti bu. Hastalığın orijininde ise otoimmunite uyumaktadır. Yaygın bir hastalık grubunun genel ismi olan bu gidişatta bedenin bağışıklık sistemi yeniden kendisine ait olan bir hücre grubunu yabancı olarak algılar ve bunlara saldırır. İşte Sjögren Belirtiyinda gözyaşı ve tükrük bezi hücreleri korunma hücrelerinin atağına niyeti olmaktadır. Bunun neticesinde alakalı hücrelerin akışkan yapım kapasitesi giderek eksilir. Ne yazık ki, tüm değişik otoimmun hastalıklarda olduğu gibi, bu gidişatın da henüz kesin bir rehabilitasyonu yok. Bununla beraber şikâyetleri eksiltici birtakım uygulamalar her zaman muhtemel.
Hastalığa yakalananların %90ı kadın olarak dikkat toplamaktadır. Çoğunlukla sinsice başlayan hastalık zaman içerisinde ilerleyerek şikâyetler giderek çoğalmaktadır. Buna göre uzun zamandır gözlerinde müesseseyi ve kaşıntıdan şikâyetçi olan şahıslarda bu hastalık bir ihtimal olarak akla gelmeli ve alakalı muayeneler yapılmalıdır. Hastalığın romatizmal orijininden dolayı göz doktorunun yanında gerçek himayesinde bulunulması gereken tıp dalı iç hastalıkları, bunun özelinde ise romatolojidir. Muayenelerde kanda bağışıklık sisteminin ürettiği antikorlar incelenir. Bazen tükrük bezlerinin mikroskobik tahlili için dudak bölgesinden alınan biyopsi de işin içine girebilir. Yeniden gözün kuruluk derecesini değerlendiren özel testler de vardır ve kesin teşhis ancak birkaç parametrenin toplanmasından sonra konur. Zira tek başına göz ve/veya ağız kuruması hemen Sjögren Belirtiyi olunduğu anlamına gelmez ve bir hayli başka hastalıkta da bu belirtiler bulgu olarak izlenebilir.
Hastalığı ya da belirtilerini ortadan kaldıran bir ilaç ise bulunmamaktadır. Rehabilitasyon ancak şikâyetlerin rahatlatılmasına direnmektedir. Misalin, yapay gözyaşı damlaları bir yandan hastanın kendisini daha rahat sezmesini sağlarken, değişik yandan ve belki de daha ehemmiyetli olarak göz küresi üzerinde yer alan kornea katmanının fazla kuruluktan dolayı hasar görmesini yasaklamaktadır.
Ağız kuruluğuna karşı özel jel ve akışkanlar kullanmanın yanında kumpaslı ve sık aralıklarla ufak yudumlarla su içmek de oldukça gevşetici olabilmektedir. Bazı hastalar pilocarpin faktör maddesini kapsayan ilaçlarla da gevşeme sağlayabilmektedir. Kadın hastalarda ilave belirti olarak görülebilen vajina bölgesi kuruluğu için de özel birtakım jeller bulunmaktadır.
Ağız kuruluğunun diş çürüklerine de zemin hazırlayabileceğinden Sjögren Belirtiyi hastalarının özellikle dikkat etmesi gereken noktalardan birisi de kumpaslı diş bakımı. Kumpaslı bir biçimde diş doktoru hakimiyetinden geçmek de bu bakımı basitleştirecektir. Ayrıca kış aylarında evin ısıtma sisteminin oda havasını kurutabileceği unutulmamalı lüzumlu temkinler alınmalıdır. Sigaradan ve klima tesisatlarından uzak durulmalı, esintili havalarda gözetici gözlük kullanılmalıdır. Ek olarak, şekersiz sakızların tükrük bezlerini uyarıcı özelliğinden de yararlanılabilir.
Tüm bunlar bir yana, hastalığın gerçeğinde romatizmal orijinli olduğu da hiçbir zaman unutulmamalıdır. Yer yer aniden eklem sızıların ortaya çıkması beklenebilir. Bu gidişatta bazen kortizona kadar varabilen ilave antiromatizmal ilaç kullanımı gerekebilmektedir. Çok daha ender olarak hastalık akciğer ve böbrek tutulumuna kadar ilerleyebilir. Bunun için Sjögren Belirtiyi hastaları senede en az bir kere uzman bir Romatologun hakimiyetinden geçmelidir.