Paylaş |
|
Tweet |
Beyinde hücrelerin birbirleriyle haberleşmesini sağlayan hücre yapısının bozulmasından kaynaklanan bir hastalıktır. Peki Parkinsonun sebepleri nelerdir? Muhtemel bulgularını sizler için derledik.
Hastalık ilk kere 1817 de İngiliz Hekim James Parkinson tarafından belirlenmiş ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış.
Yaşlılık yarıyılında ortaya çıkan, hareketlerde yavaşlama, istirahat halinde ellerde ve daha seyrek ayaklarda titreme, adalelerde sertlik ve denge bozukluğuyla ile büyüyen Parkinson hastalığı ile alakalı merak ettikleriniz…
Parkinsonizm sözcüğü belirli bir hastalıktan çok, farklı sebeplere bağlı olarak ortaya çıkan bir dizi bulguyla tanınan bir gidişatı çağrıştırır. Bu bulguların en ehemmiyetlileri uzuvların titremesi, adalelerin sertliği ve beden hareketlerinin yavaşlığıdır. Bu trilojiye ilave edilebilecek değişik bulgular arasında, öne eğik duruş biçimi, ufak adımlarla ve ayaklarını sürüyerek yürüme, yumuşak, süratli ve aynı tonda konuşma sayılabilir. Parkinson hastalığı, muhtelif parkinsonizm tabloları arasında kendine özgü bulgular ve beyinde oluşturduğu farklılıklarla ayrı bir yere sahiptir ve ileride detaylarıyla ele alınacaktır.
Parkinsonizmdeki titreme, özellikle elleri ve ayakları, bazen dudakları, dili, çeneyi, seyrek olarak da gövdeyi etkileyebilir. El veya ayakta dinlenme halinde ortaya çıkan titreme bir hareket sırasında kaybolur. Misalin uzanıp bir cismi yakalama hareketi sırasında eldeki titreme kaybolur, dinlenme haline geçince tekerrür ortaya çıkar. Titremenin tıbbi karşılığı “tremor”dur. Dinlenme sırasında ortaya çıkma özelliği değişik hastalıklarda görülebilen muhtelif titremelerden ayırt edilmesine yardımcıdır.
Parkinsonizmde adalelerde dinlenme halinde dahi değişmeyen bir sertlik bulunur. Hastayı tetkik eden hekim uzuvları pasif olarak hareket ettirdiğinde sabit ve değişmeyen bir dirençle karşılaşır. Ancak etkilenmiş adaleler hafifleyemez gibi görünürse de, bu istenilen şekle sokulabilen bir sertliktir. Adalelerdeki bu sertlik haline “rijidite” denir.
Üçüncü bulgu beden hareketlerinin yavaşlamasıdır ve “bradikinezi” olarak adlandırılır Yunancada “brady “yavaş, “kinesis” ise hareket manası taşır. Yeni bir harekete başlarken kararsız, o eylemi yaparken yavaşlık ve süratle yorulma ile şekillenen karışık bir vakadır. Bradikinezi, gözleri kırpma, yürürken kolları sallama, konuşurken açıklayıcı olarak yapılan el ya da beden hareketleri veya surat ifadesini yaratan hareketler gibi farkında olmadan yaptığımız otomatik hareketleri yapmaktaki noksanlığı da kapsar. Hastalarda tüm bu hareketler yavaşlamıştır.
Parkinsonizm ismi altında bir araya gelen karışık bulgular beyinde “substansiya nigra” denilen özel asap hücrelerinin oluşturduğu bir çekirdeğin iyi işlev görememesinden ileri kazanç. Latince’de kelime anlamı “kara madde” olan bu çekirdeğin otopsi tahlilinde üryan gözle hemen fark edilebilecek şekilde derinlemesine koyu renkte olduğu öğrenilir. Mikroskopla bakıldığında bu çekirdek içinde yer alan asap hücrelerinde yoğun halde boya pigment zerrecikleri görülür.
Substansiya nigranın asap hücreleri “dopamin” denilen kimyevi bir madde yapar ve ambarlar. Bu hücreler beynin derinliğinde bulunan ve komşu konumdaki ufak bir gri madenden oluşan ve “korpus striatum” çizgili cisim denilen bir yapının asap hücreleriyle iletişimlidir. Substansiya nigra hücrelerinin yaptığı dopamin, asap lifleriyle korpus striatuma taşınır ve oradaki hücreler arasında kimyevi iletici olarak görev alır. Substansiya nigra hücreleri zarara uğrarsa dopamin yapıp depolayamaz ve striatumda dopamin azalır. Bu noksanlık ciddi ebatta olduğunda parkinsonizm bulguları ortaya çıkmaya başlar.
Substansiya nigranın asap hücreleri muhtelif nedenlerden yok olabilir: Bu vaziyetin en sık tesadüfülen misali Parkinson hastalığıdır. Değişik nedenler arasında beyinde ismi geçen kısmın damar hastalıkları ve urları, bazı kimyevi maddelerin sefil edici tesiri, ansefalitler beyin dokusu cerahati sayılabilir.Bazı ilaçlar dopaminin striatumdaki natürel tesirini maniler, böylece dopamin kimyevi iletisini iletemez ve dopamin yetersizliği varmış gibi bir netice doğar. Psikiyatri hastalarında kullanılan bazı ilaçlar majör trankilizanlar ile içinde rezerpin bulunan tansiyon düşürücü ilaçlar, kusmaya karşı kullanılan bir hayli ilaç parkinsonizm tablosuna yol açabilir, fakat mesul ilacın kesilmesiyle bu vaziyet düzelir.Substansiya nigra hücrelerinin yanı gizeme, striatumdaki asap hücrelerinin de zarara uğradığı gidişatlarda, dopamin noksanlığında oluşan tablolarla eşlik ortaya çıkar. “Mültisistem yozlaşmalar” ismiyle tanınan bu hastalıklarda parkinsonizm dışında beynin başka bölgelerini de ilgilendiren nörolojik bulgular söz mevzusudur. Bu hastalıkların ufak bir kısmının irsiyetle geçtiği öğrenilir.
Daha fazla detaya girmeksizin görülmektedir ki parkinsonizmin bir hayli muhtemel sebebi vardır ve bunların içinde en sık tesadüfüleni Parkinson hastalığıdır.
Parkinson hastalığı bulguları genellikle çok sinsi ve yavaş bir şekilde başlar, öyle ki hastalar çoğu zaman hastalığın başlangıç tarihini kesin olarak söyleyemezler. Hastalar ilk bulgunun farkına vardıkları zaman hastalığın bazı bulguları uzun zaman evvel başlamış olabilir. Bir elinde titreme yakınmasıyla başvuran bir hastanın 5-6 sene evveline ait çekilmiş video filmlerinde yürürken bir kolunu sallamadığı fark edilebilir ya da bazen hastanın daha önceki resimlerinde öne eğik duruş özelliği dikkati sürükleyebilir. Nitekim Parkinson hastalarının büyük çoğunluğunda sıklıkla ilk bulgu titremedir, kimi hasta ise misalde olduğu gibi titreme ortaya çıkınca hekime getirilir. Bunun gibi bazı hastalık bulgularının uzun müddet devam etmesine rağmen, Parkinson hastalığına ait bilgi yetersizliği sebebiyle hekime geç müracaat etildiğine şahit olmaktayız.
Parkinson hastalığının titreme, adale sertliği ve hareket azlığı ile şekillenen üç temel bulgusundan en aşikarı olan titreme genellikle hastanın hekime en sık müracaat etme sebebidir. Parkinson hastalarının takribî % 80’inde titreme ortaya çıkmaktadır.
Titreme sıklıkla bir taraftaki elde, bazen de bir ayakta ortaya çıkar. Titreme tek bir parmağın titremesine hudutlu kalabildiği gibi bazen de dili, dudakları ve çeneyi etkileyebilir ancak baş veya ses titremesine yol açmaz.
Titreme küçük salınımlı, yukarı-alt kolay kol ve/veya bacak hareketi biçiminde olabildiği gibi daha sıklıkla karışık bir hareket halini de alabilir. Ön kolun hafifçe dışa dönmesi, başparmak ve işaret parmakların ileri-geri hareketleri ve elin bozuk para sayma ya da bir çakıl taşını başparmak ve işaret parmak arasında yuvarlama hareketi biçiminde olabilir. Titreme ayakta ortaya çıktığı zaman pedala basma hareketini andırır.
Kumpaslı ve belirli bir süratte olan titreme saniyede 5 ya da 6 vurumludur. Parkinson hastalığında etkilenmiş olan el veya ayak, değişik hastalıklarda görülebilen titremelere benzemeksizin, dinlenme sırasında titrer. Titreme uyku sırasında ve o uzvun harekete başlamasıyla kaybolur. Asaplılık, yürüme, stres altında kalma ya da zekasal faaliyetle fazla meşgul olma titremeyi çoğaldırır. Böylece aralıklı olarak ortaya çıkabilen titreme hastanın ruh halini yansıtabilir. Misalin konutta gazete okurken titremesi olmayan bir hastanın ziyaretçisi gelince titremesi tekerrür ortaya çıkabilir. Titremenin bu doğrultuyu hastaların cemiyet içinde kasvete girmelerine yol açmaktadır ve bir hayliyi bu sebeple dostları arasında olmaktan vazgeçmektedirler.
Hastalar gözle fark edilemeyecek kadar ince titremeyi dahi hissedebilirler ve bunu titreşim hissi gibi idrak ederler. Ender olarak görülen karın adalelerinin titremesi, içerde titreyen bir şey varmış gibi sezilir. Diyafram veya göğüs adaleleri titremesi “çarpıntı” gibi sezilir ve hasta kalple alakalı bir mesele olduğunu düşünerek alakalı hekime müracaat etir. Bu biçimdeki titreme kalp elektrosunda EKG saptanabilir.
Titremesi olan her bireyin Parkinson hastası olmadığını vurgulamak gerekir. Sıhhatli insanlarda fobi, coşku gibi stresli gidişatlarda ellerde, bacaklarda geçici olarak titreme ortaya çıkabilir. Bunun dışında her yaşta görülebilen ve “esansiyel tremor” ismi verilen iyi mizaçlı, ailevi bir hastalıkta, kollar öne doğru uzatılınca ellerde titreme olur. El titremesinin yanı gizeme özellikle yaşlı hastaların başında da titreme görülebilir. Bu hastalığın bir hayli özelliği gibi rehabilitasyonu da Parkinson hastalığından değişiktir. Bunun dışında titremeye yol açan muhtelif nedenler arasında bazı ilaçların kullanımı, tiroid bezinin fazla çalışması veya beyincik hastalıkları sayılabilir.
Bazı hastalar uzuvlarında sertlik hissinden yakınırlar. Bununla beraber adale sertliği çoğu kere hastanın bir yakınması olmayıp hekimin fizik tetkikte pasif harekete karşı olan bir mukavemetin varlığını tespit etmesi ile tanınır. Hekim hastaya hafiflemesini söyleyerek, hastanın uzuvlarını eklem yerlerinden bir hayli kere kibarca gerer ve büker ve bu pasif harekete karşı eklem etrafında direnç arar. Böyle pasif harekete karşı devamlı bir direnç bulunmasına “rijidite” denilir. Klasikte adalelerin dinlenme halinde yumuşak ve gevşek olması gerekirken rijidite varlığında dinlenme halinde dahi sabit şekilde gergin ve elle sezilebilen belirli bir sertlikte olduğu görülür. Parkinson hastalığında rijidite en sık el, ayak bileği, dirsek veya diz gibi eklemlerde saptanır.
Bazen adale sertliği hekim tarafından eklemde sanki “dişli çark” takılması varmış gibi sezilir. Hastalar adale sertliğini bitkinlik, batma hissi, ağrı veya kramp şeklini sezebilirler. Omurga etrafı adalelerin sertliği oldukça seyrek görülür, sırt ağrısı ya da bel ağrısı yaratabilir ve genellikle öne eğik durmakla şiddetlenir. Baldır ve ayak adaleleri sertliği ağrılı kramplar biçiminde ortaya çıkabilir.
Parkinson hastalığının belki de özürlülük yaratan en temel bulgusu olan hareketlerdeki yavaşlama başka bir deyişle “bradikinezi”, her hastada erken veya geç olarak büyür. Hareket yavaşlığı günlük hayattaki faaliyetlerin tümünün belirli bir yavaşlıkta olmasına yol açar. Hareketlerin kumpaslı aralarla tekerrürü ve eklemlerin hareket sarihliği eksilmiştir. Hastaların kolay günlük işlerini yapma sırasında, misalin düğme ilikleme, kravat ve pabuç bağlama, yazı yazma ve çatal-bıçak kullanma gibi incelik isteyen işlerde başlangıçta hafif derecede sezdikleri eforluk giderek çoğalır. Zamanla istemli hareketlerin çoğunun yapılmasında, misalin yemek yerken ve çiğnerken, pespaye bir koltuktan doğrulurken, arabaya binerken ve inerken, yatakta bir taraftan değişik tarafa dönerken zorlanmalar dikkati sürükler. Yukarıyada sözü edilen istemli hareketlerin yavaşlamasının yanı gizeme, gözleri kırpmak ve yürürken kolları sallamak gibi otomatik olarak yapılan, birbirinin aynı olan hareketler de eksilir ya da kaybolur.
Hareket yavaşlığı ne çok kadar besbelli olsa da hastaların adale eforu, başka bir deyişle kuvveti klasiktir. Hastanın bu güzergahtaki yakınması genel bir bitkinlik hali, misalin yürürken ya da diş fırçalarken yapılması gereken arkasını gizeme hareketlere kumanda ederken uzuvlarda sezdiği tutukluktur. Hareketlerdeki bu cins yavaşlık zamanla hastaları başkalarına bağımlı hale getirebilir. Yavaşlığı ağır derecede olan bir hastada titreme ya da rijidite bulunmayabilir.
“Akinezi” ise hareketsizlik anlamı taşır ve genellikle hastalığın ilerlemiş olduğu yarıyıllarda ortaya çıkar. Bu gidişattaki Parkinson hastaları uzun müddet izlendiğinde, gözle görülür bir hareket yapma hünerini yitirdikleri görülür: göz kırpma, natürel surat ifadesini oluşturan hareketler mimikler, oturuşu düzenlemek gibi destekçi hareketler kollanmaz. Böyle hastalar yalnızca kıpırdamadan oturur ve sabit bir bakışla bakarlar.
Parkinson hastalarında tıbbi rehabilitasyonun yanı gizeme beden eğitimi hareketleri de çok ehemmiyetlidir. Fiziksel olarak zinde olan hastaların uzun hastalık seyriyle daha iyi başa çıktıkları öğrenilen bir gerçektir.
Beden eğitiminin, yapılabildiği miktarda, özellikle adale sertliği ve hareket yavaşlığı üzerine pozitif tesiri sebebiyle hastanın kendisini daha iyi sezmesine katkısı vardır. Aşinayı gibi kullanılmayan adalelerin zamanla kitlesi eksilir ve boyu kısalır kontraktür, dolayısıyla bedenin adale yapısının korunması için beden hareketleri yapmak gereklidir. Eş şekilde, eklemlerin her gün klasik hareket eriminde hareket ettirilmeleri zorunludur, aksi takdirde kullanılmayan bir eklemi abluka eten bağ dokusu sertleşir ve eklem hareket hünerini kaybederek kalıcı şekilde işlev kaybına uğrar. Böylece kumpaslı adale faaliyeti adaleleri ve eklemleri korur, ayrıca kalbin çalışmasına, kan dolaşımına ve akciğerlerin havalanmasına da katkıda bulunur.
Bunların dışında beden hareketleri yapanlarda daha az kabızlık olur, böbrekler, idrar yolları ve mesane daha iyi çalışır. Öte yandan fiziksel faaliyet zeka için de iyidir. Adalelerdeki hafifleme ve gevşeme fikirlerin pozitif doğrultuda değişmesine de yol açar. Beden hareketlerinden sonra mutluluk hissi, kendini iyi sezme duyguları şahsa dominant olur.
Kendi gözlemimize direnerek hastalarımız arasında kumpaslı olarak beden hareketleri yapanların, yapmayanlara göre günlük hayatlarında daha hareketli olduklarını söyleyebiliriz. Beden eğitimi hareketleri özellikle alışkın olmayan hastalar için başlangıçta zevksiz ve sıkıcı görünse de, bunu günlük hayatın bir parçası olarak kabul etmeleri kendileri için bereketli olacaktır. Aile fertleri de en az hekim kadar bu mevzuda destekleyici ve teşvik edici bir tavır içinde olmalıdırlar. İşi gereği fazla hareket eden hastaların bu bakımdan daha kaderli olduklarını belirtmekte verim vardır.
Hastalar klasik hareket sarihliğine kavuşması emeliyle tüm eklem ve adalelerini her gün kısa zamanlarla çalıştırmalıdırlar. Bu çalışmaların hastayı fazla derecede yoracak kadar ağır olması ya da uzun sürmesi koşul değildir. Şayet hasta seçim ediyorsa sabit duran bisiklet ya da kürek sürükleme aleti gibi bazı aletlerden faydalanabilir, ancak bunların aletsiz yapılan hareketlere bir üstünlüğü görülmemiştir.
Yürüme hastalar için harikulade ve ılımlı bir egzersizdir. Yürümenin sürati, süresi ve mesafesi hastanın maharet ve eforuna göre değişebilmekle beraber günde bir buçuk-iki km yürüyüşün yorucu olmadığı gibi rahatlatıcı ve canlandırıcı bir tesiri de vardır. Yürüme şehirde ya da kırsal kesimde basitlikle hobi biçiminde yapılabilir veya her sabah köşedeki dükkana gidip alışveriş yapmak, dönüşte başka bir yoldan dönmek biçiminde günlük hayatın bir parçası haline getirilebilir. Bunun dışında yüzme son derece bereketli bir spordur, ancak denge ve yürüme bozukluğu olmayan hastalara, şayet olanakları varsa yazın sığ sularda, tehlikesiz şartlarda yüzmesi önerilir. Daha Öncekinden beri yapmaktan beğendiği tenis, futbol gibi faaliyetleri varsa hasta bunları sürdürmelidir, çünkü bu cins sporlarda bilinmiş hareketler, yürüme gibi içgüdüsel olarak yapılan hareketlere mukayeseyle Parkinson hastalığından daha az etkilenir.
Büyük eklemleri ve onları ilgilendiren adaleleri kumpaslı olarak her gün çalıştırmanız size son derece zindelik kazandıracaktır. Özellikle sabah yataktan kalkar kalkmaz yapıldığında, gün boyu daha fazla hareketlilik kazanabilirsiniz. Parkinson hastalığına ait bulgularınız tıbbi rehabilitasyonla hakimiyet altına alınmış ise ve ağır kalp yetmezliği meseleyi taşımıyorsanız, altta yer verilen bazı kolay beden eğitimi hareketlerini çalışmanızın size bereketli olacağına inanıyoruz.
Bazı hareketleri bir kere bildikten sonra, konutta her gün kendi başınıza yapabilirsiniz. Hareketlerinizdeki kısıtlılık sebebiyle tek başınıza beden hareketlerini çalışamayacaksanız, bir fizyoterapistin dayanağıyla germe egzersizleri ve bazı pasif hareketler yapılabilir ve daha sonra aile fertlerinden biri tarafından her gün ve kumpaslı olarak uygulanabilir. Her gün yapılan egzersizlerin günlük faydayı hafif olsa dahi, birikmiş bereketli tesirini haftalar sonra fark edeceksiniz. Günde 5-10 kere ya da daha fazla yapmanız önerilen bazı egzersizler altta tarif edilmiştir.
Her bir bacağınızı, diz bükülü haldeyken, sırayla karnınıza doğru çekiniz, değişik bacağınızı yataktan kalkmayacak biçimde bastırınız. Bu arada ellerinizden destek alabilirsiniz.Ellerinizden destek alarak, her iki bacağınızı dizlerinizi bükerek karnınıza doğru çekiniz.Her bir bacağınızı sırayla, dizlerinizi bükmeden havaya kaldırınız.Dizlerinizi bükmeden ayaklarınızı bilekten kendinize doğru bükünüz ve 5 sn. tutunuz.Kol ve bacaklarınızı yanlara doğru açıp kapatınız.Her iki bacak bitişik ve dizler bükülü halde iken kalça hareketi ile sağ ve sol yana dönerek dizlerinizi yatağa değdirmeye çalışınız.Bir evvelki hareketi yaparken bacaklarınızı bir yana, başınızı aksi güzergaha çeviriniz.Dizleriniz bükülü halde, el ve ayaklarınızı yatağa bastırarak kalçanızı yataktan yukarı doğru kaldırıp 5 sn. tutunuz.Bir evvelki hareketi, avuç içi yukarı bakacak biçimde ellerinizden kuvvet almadan tekrarlayınız.Dizleriniz hafif bükülü iken, baş ve omuzlarınızı kaldırarak ellerinizi dizlerinize değdirmeye çalışınız.Dizleriniz bükülü, elleriniz kenetli iken sırayla sağa ve sola doğru uzanmaya çalışınız ve 5 sn. kalınız.
Eller arkada kenetli iken baş tavana bakacak biçimde göğsünüzü yataktan kaldırınız. Bu vaziyetteyken başınızı sağa ve sola çeviriniz.Ellerinizle yatağa bastırarak, dirsekler düz olacak biçimde baş ve göğsünüzü yataktan kaldırınız.Dizlerinizi sırasıyla bükünüz.
Kollarınız yanda, gövdeniz öne eğik pozisyonda iken soluk alınız ve sırtınız dik olacak biçimde doğrulunuz.Vücudunuzun ağırlığını sırayla sağ ve sol yanlara eğilerek aktarınız.Bir dizinizi kendinize doğru sürüklerken değişik tarafa eğilerek ağırlık aktarınız.Dizinizi kendinize doğru çekiniz ve başınızı usulca dizinize yanaştırmaya çalışınız. Başlangıç konumuna geri dönünüz. Sırtınızı dik yakalamaya çalışınız.Sırayla topuklarınızı ve parmak uçlarınızı yerden kaldırınız.Daha sonra bir ayağınızın topuğunu kaldırırken değişik ayağınızın parmak ucu kalkacak biçimde hareketi tekrarlayınız.Elleriniz dizler üzerinde çapraz yaptıktan sonra, kollarınızı yanlardan yukarıya doğru bir daire çizecek biçimde kaldırınız ve indiriniz. Kollarınızı kaldırırken burundan derin bir soluk alıp, kollarınızı indirirken ağızdan soluk veriniz.Kollar yana sarih konumda iken ellerinizi omuzlarınıza koyunuz ve sağa doğru dönerek 5sn. durunuz, daha sonra orta pozisyona gelip harekâtı sola doğru dönerek tekrarlayınız.Sağ kol düz bir biçimde ileri uzatılırken, sol bacağınızı karnınıza doğru çekiniz. Daha sonra aynı harekâtı sol kol-sağ bacağınızla tekrarlayınız.Sırayla sağ ve sol dizinizi düz bir biçimde ileri doğru uzatınız.Her iki omuzunuzu yukarı kaldırarak kulaklarınıza değdirmeye çalışınız.Her iki omuzunuza kendi aksı çevresinde daireler çizdiriniz.Başınızı evvel öne sonra arkaya yatırınız.Başınızı sağa ve sola yatırınız.Başınızı bir yandan değişik yana çeviriniz.Başınızı evvel saat yelkovanı istikametinde, sonra ters doğrultuda döndürünüz.
Not: 13-16. maddelerde belirtilen hareketleri baş dönmesi, boyun eklemlerinde hareket kısıtlılığı, boyun fıtığı olan hastaların çalışmaları mahzurludur.