Paylaş |
|
Tweet |
Ulus arasında kemik erimesi olarak öğrenilen ve daha çok kadınları etkilediğine inanılan osteoporozun erkeklerde ehemmiyetli sağlık meselelerine yol açtığı bildirildi.
Ulus arasında “kemik erimesi” olarak öğrenilen ve daha çok kadınları etkilediğine inanılan osteoporozun erkeklerde ve çocuklarda da ehemmiyetli sağlık meselelerine yol açtığı bildirildi.
Bursa’da özel bir sağlık kurumunda misyonlu fizik rehabilitasyon ve rehabilitasyon uzmanı Dr. Neslihan Özkan, yaptığı açıklamada, osteoporozun dünyada yaygın görülen bir iskelet sistemi hastalığı olduğunu belirtti.
Bu hastalığa bağlı kemik kırıklarının giderek ehemmiyetli bir ulus sıhhati meseleye haline geldiğini ifade eden Dr. Özkan, özellikle kadınların fobili düşü olarak öğrenilen osteoporozun erkeklerde ve çocuklarda da oluşabileceğini kaydoldu.
Özkan, bir şahsın sahip olabileceği azami kemik yoğunluğuna 30-35 yaşına kadar eriştiğini, bu yaştan sonra kemik kaybının süratlendiğini, 65 yaş üzerindeki kadın ve erkeklerde ise aynı süratte tahrip olduğunu söyledi.
Osteoporozun kadın-erkek ayrımı korumaksızın herkes için ehemmiyetli tehlike oluşturduğunu ifade eden Özkan, şöyle konuştu:
Osteoporoza tutulma tehlikeyi yüksek olan bireyler arasında kadınlar başta geliyor. Ancak bu hastalık erkekler ve çocuklarda da görülebiliyor. Osteoporoz hakkında ulus arasında bir hayli yanlış inanış bulunuyor. Bunların başında ise osteoporozun sadece kadınlarda görüleceğine inanılması geliyor. Oysa osteoporoz erkeklerde de görülebilir. Bu sebeple erkekler özellikle ileri yaşlarda osteoporoza karşı dikkatli olmalı. Ailede osteoporozlu şahısların olması, ince yapılı, beyaz ırktan olunması, fiziksel etkinlik ve egzersiz yapılmaması, sigara, fazla içki ve kafein kullanılması, erken menopoz, şeker hastalığı, bazı romatizmal ve hormonal rahatsızlıklar osteoporoz sebebi olabilir.”
Özkan, kırıkların osteoporozun en korkulan bulguları arasında ilk sırada olduğunu belirterek, “Hastalarımızda, başlangıçta bel ve sırt sızıları, omurgalarda çökme kırıkları, boyda kısalma, sırtta kamburlaşma görülebilir. Bedende kalça ve el bileği kırıkları büyüyebilir. Ulus arasındaki inanışın aksine, yaygın sızılarla veya kırık dışında kemik eklem sızıları ile osteoporozun ilişkisi yoktur” dedi.
Dünya Sağlık Teşkilatı ve beynelmilel osteoporoz teşkilatlarının 65 yaş üzerindekilerin kemik taraması yaptırması gerektiği mevzusunda fikir birliği içinde olduğunu ifade eden Özkan, 65 yaş altında olan ve en az iki tehlike etkeni bulunanlar ile erken menopoza giren, geçmişinde rastgele bir kırık hikayesi olan, şeker, tiroit, romatizmal hastalıkları bulunan ve kortizon kullanan şahısların bu taramayla kesinlikle tanışması gerektiğini vurguladı.
Dr. Neslihan Özkan, bedende kemik yoğunluğunun eksilmesi olarak öğrenilen osteoporozun zorunlu temkinler alındığında mesele olmaktan çıkacağını ancak kemik kırılganlığının çoğalmasıyla ciddi meseleler ortaya çıkabileceğini söyledi.
Osteoporozda erken ihtiyat alınmamasının hastanın sakatlanmasına hatta vefatına yol açabileceğine dikkati sürükleyen Özkan, şunları kaydoldu:
Reel ehemmiyetli olan gözetici doktorluktur. Başka Bir Deyişle ufak yaşlardan itibaren fertlerin perhizlerine, yaşam şekillerine dikkat etmesi ve tehlike altındaki şahısların eğitilmesi gerekiyor. Osteoporozla çabada hekimlerin ve teknoloji dayanağının yanı gizeme şahısların kendi gayretleri aktif olmaktadır. Kemikleriniz genç kalsın istiyorsanız kumpaslı beslenin, bol bol güneş alın, belinizi ve sırtınızı gözetmeye müteveccih teklifleri uygulayın, mevzunun uzmanı bir hekime müracaat eterek rehabilitasyonunuzu yaptırın, sigarayı vazgeçin, fazla içki ve kahve içmeyin.”