Paylaş |
|
Tweet |
Kalp, bedenin kumpaslı işleyen cihazı. Kalbin dakikada vasati 60-100 defa atması bilave ediliyor. Bunun altındaki ya da üstündeki kıymetlerde ritim bozukluğu söz mevzusu olabiliyor ve ritim bozuklukları kalbin çalışmasına sekte vuruyor. Bu bozukluklar arasında, kanda pıhtılaşmaya yol açarak inme tehlikesini artıran atriyal fibrilasyon ilk sırada yer alıyor.
Kalp içi elektriksel ihtar oluşturan ve ileten yapılarda veya kalp adalesinde bozukluk olması ritim bozukluklarının ortaya çıkmasına neden oluyor. Doğuştan gelen ritim bozukluklarının yanında, öteki kalp hastalıklarının varlığı da kalpte ritim bozukluğuna yol açabiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Enis Oğuz, mesaj sistemini besleyen damarlar tıkandığında hayati ritim bozuklukları oluşabiliyor. Yüksek kan basıncı, kalp noksanlığı, kalp kapak hastalığı ritim bozukluklarına yol açabiliyor. Ayrıca, kalbinde hiçbir yapısal bozukluk tespit etilmeyenlerde de kalp ritim bozukluğu ortaya çıkabiliyor.
Atriyal fibrilasyon yaşla birlikte çoğalıyor
Doç. Dr. Enis Oğuzun verdiği bilgiye göre, Yaş ilerledikçe çok büyük bir cemiyetsel mesele olarak, karşımıza atriyal fibrilasyon diye adlandırılan ritim bozukluğu çıkıyor diyor ve atriyal fibrilasyonun ehemmiyetine dikkat sürüklüyor: Atriyal fibrilasyonun görülme sıklığı yüzde 2 olduğu için, cemiyetsel sağlık meseleyi sınıflamasına giriyor. ABD istatistiklerine göre, 80 yaşın üzerindeki her 10 bireyden bcerahatte bu hastalık görülüyor. Öte yandan hiçbir kalp hastalığı olmayan gençlerde de ortaya çıkıyor. Tüm atriyal fibrilasyon hastalarının yüzde 20sini bu grup oluşturuyor.
Ritim bozukluğunun süresi ehemmiyet taşıyor
Kalp hastalıkları, özellikle de kalbin kulakçıklarını büyüten hastalıkların atriyal fibrilasyona neden olduğunu söyleyen Doç. Dr. Enis Oğuz, yüksek kan basıncı ve hipertiroidinin de atriyal fibrilasyona yol açtığını dikkat topluyor. Doç. Dr. Oğuz, atriyal fibrilasyon belirtilerini de şöyle özetliyor: Çarpıntı, bazen yalnızca halsizlik ve çabuk yorulma en ehemmiyetli belirtiler oluyor. Kan basıncı ölçülürken kalp atışlarının kumpassızlığı fark ediliyor. Atriyal fibrilasyonda kalp sürati zaman zaman çoğalıyor ya da eksiliyor. Dikkat edilmesi gereken nokta, atriyal fibrilasyonun ne zaman başladığı ve ne kadar sürdüğü. Zira bu ritim bozukluğu 48 saatten uzun sürerse, kalpte pıhtı oluşabiliyor. Bu da inme tehlikesini yükseltiyor.
Rehabilitasyonda kateter ablasyon ehemmiyetli yer tutuyor
Atriyal fibrilasyonun rehabilitasyonunda ilaçlardan ve kateter ablasyon usulünden yararlanıldığını söyleyen Doç. Dr. Enis Oğuz, İlaçlar ritim tertip edici ve kalp süratini hakimiyet eden ilaçlar olarak iki gruba bölüyor. Ritim bozukluğu ilaçları hastaların yalnızca yüzde 50sinde başarılı neticeler veriyor. Atriyal fibrilasyonu kronikleşen hastalarda, kalbin çok süratlenmemesi için kalp süratini düşüren ilaçlarla rehabilitasyon tasarlanıyor. İnme tehlikesini eksiltmek için de kan sulandırıcı ilaçlardan yararlanılıyor. Kateter ablasyon usulüyle rehabilitasyonda başarı oran yüzde 60-80 seviyelerinde oluyor. Atriyal fibrilasyonda zamanında ihtiyat alınması ve rehabilitasyona başlanması gerekiyor. Geç kalınırsa kronikleşiyor ve rehabilitasyon ile düzenlenmesi güçleşiyor. İnmenin yasaklanması için kesinlikle pıhtı eritici ilaçlar kullanılması gerekiyor diye balaka veriyor.
Kalp sıhhatinizi gözetmek için neler yapabilirsiniz?
Doç. Dr. Oğuz, ritim bozukluğundan korunmak için bayağı kalp sıhhati için yapılması gerekenlerin geçerli olduğunu belirterek teklifleri şöyle sıralıyor:
Doğru beslenin.
Kumpaslı egzersizi umursamama etmeyin.
Yüksek tansiyonunuz veya diyabetiniz varsa rehabilitasyon olun. Zira bu rahatsızlıklar, çoğunlukla kalp hastalıklarına yol açan ön hastalıklardır.
Çay, kahve, enerji meşrubatları ve bazı ilaçlar kalbin elektriksel aktivasyonunu uyaran maddeler, ritim bozukluklarını tetikleyebilir; dikkatli harcayın.
Sigara ve içki tüketimi doğrudan ritim bozukluklarına neden olabilir.