Paylaş |
|
Tweet |
Resmi Gazete
Tarih: 19.2.1960; Sayı: 10436
Madde 1 – Tabip ve diş tabiplerinin, deontoloji bakımından riayetle mükellef oldukları kaide ve temeller bu Nizamnamede gösterilmiştir.
6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasasının 7 nci maddesi mucibince tabip odalarına kayıtlı bulunan tabip ve diştabipleri, bu Nizamname kararlarına tabidirler.
BİLTİHAPÇI KISIM
Umumi kaide ve temeller
Madde 2 – Tabip ve diş tabibinin başta gelen misyonu, insan sıhhatine, hayatına ve karakterine ihtimam ve hürmet göstermektir.
Tabip ve diş tabibi; hastanın cinsiyeti, ırkı, milliyeti, dini ve mezhebi, ahlâki düşünceleri, şahsiyet ve karakteri, içtimai seviyesi, mevkii ve politik kanaatı ne olursa olsun, muayene ve rehabilitasyon hususunda âzami dikkat ve ihtimamı göstermekle mükelleftir.
Madde 3 – Tabip, misyonu ve ihtisası ne olursa olsun, gerekli bakımın sağlanamadığı âcil hadiseler de, mücbir sebep olmadıkça, ilk dayanakta bulunur.
Diş tabibi de, kendi sahasında aynı mükellefiyete tabidir.
Madde 4 – Tabip ve diş tabibi, iş ve sanatının icrası vesilesiyle muttali olduğu gizemleri, kanuni mecburiyet olmadıkça, ifşa edemez.
Tıbbi buluşmalarda ibraz edilen veya yayınlarda bahis mevzusu olan olaylarda, hastanın hüviyeti açıklanamaz.
Madde 5 – Sağlık kurumlarında tatbik olunan usul ve kaideler mahfuz olmak üzere, hasta; tabibini ve diş tabibini serbestçe seçer.
Madde 6 – Tabip ve diş tabibi, sanat ve işini icra ederken, hiç bir tesir ve nüfuza kapılmaksızın, vicdanî ve meslekî kanaatına göre hareket eder.
Tabip ve diş tabibi, tatbik edeceği rehabilitasyonu tâyinde serbesttir.
Madde 7 – Tabip ve diş tabibi sanat ve işinin icrası dışında bile olsa, iş ahlâk ve adabı ile telif edilemeyen hareketlerden sakınır.
Madde 8 – Tabiplik ve diş tabipliği; işlerine ve rehabilitasyon kurumlarına, ticari bir veçhe bilgilemez.
Tabip ve diş tabibi, yapacağı yayınlarda tababet işinin onurunu üstün tutmaya mecbur olup, her ne suretle olursa olsun, yazılarında kendi reklâmını yapamaz.
Tabip ve diş tabibi, gazetelerde ve öbür neşir taşıtlarında. reklâm mahiyetinde teşekkür ilânları yazdıramaz.
Madde 9 – Tabip ve diş tabibi, gazete ve sair neşir araçları ile yapacağı ilânlarda ve reçete kâğıtlarında. ancak ad ve soyadı ile adresini, Tababet İhtisas Nizamnamesine göre kabul edilmiş olan İhtisas şubesini, akademik ünvanını ve muayene gşan ve saatlarını yazabilir.
Muayenehane kapılarına veya binaların dışına asılacak tabelâların ebadı ve adedi, mahallî tabip odaları tarafından tesbit edilebilir. Tabipler ve diş tabipleri, tabip odalarının bu husustaki kararlarına riayet etmekle mükelleftirler.
Tabelâlarda en çok iki renk kullanılabilir. Işık verici araçlarla tabelâları süslemek yasaktır.
Madde 10 – Araştırma yapmakta olan tabip ve diş tabibi, bulduğu teşhis ve rehabilitasyon usulünü, yeter derecede tecrübe ederek faydalı olduğuna veya hasarlı sonuçlar tevlit etmiyeceğine kanı getirmedikçe, tatbik veya nasihat edemez. Ancak, yeter derecede tecrübe edilmemiş olan yeni bir bulgunun tatbikatı sırasında alınacak tedbirler hakkında ilgililerin dikkatini celbetmek ve henüz tecrübe düzeyinde olduğunu ilâve etmek koşulu ile, bu bulguyu nasihat edebilir.
Bir keşif hakkında yanlış kanı uyandıracak ifadeler kullanılması yasaktır.
Madde 11 – Tecrübe kastı ile insanlar üzerinde hiç bir cerrahi müdahale yapılamıyacağı gibi aynı kasıtla, kimyevî, fiziki veya biyolojik biçimde herhangi bir rehabilitasyon da tatbik edilemez.
Klâsik metodların bir hastaya fayda vermiyeceği muayenehane veya lâboratuvar muayeneleri sonucunda sabit olduğu takdirde, daha evvel, mûtat tecrübe hayvanları üzerinda kâfi derecede sınanmak suretiyle faydalı tesirleri anlaşılmış olan bir rehabilitasyon usulünün tatbiki caizdir. Şu kadar ki, bu rehabilitasyonun tatbik edilebilmesi için, hastaya faydalı olacağının ve muvaffakiyet elde edilmemesi halinde ise mûtat rehabilitasyon usullerinden daha namüsait bir sonuç alınmıyacağının mümkün bulunması koşuldur.
Evvelce tecrübe edilmiş olmamakla beraber, hasar vermesine olasılık bulunmayan ve hastayı kurtarması katî görülen bir müdahale yapılabilir.
Madde 12 – Tabip ve diş tabiplerinin:
A Hastalara, herhangi bir suretle olursa olsun, haksız bir çıkar teminini istihdaf eden fiil ve hareketlerde bulunmaları:
B Birbirlerine, muayene ve rehabilitasyon için hasta göndermeleri mukabilinde fiyat alıp vermeleri;
C Kendilerine hasta temini maksadiyle, eczacı, dayanakçı tıbbi personel ve öbür her hangi bir bireye tavassut fiyatı ödemeleri;
D Kişisel bir çıkar fikri veya gayrimeşru bir gaye ile ilâç, tıbbi alet veya taşıtlar nasihat etmeleri yahut sağlık kurumlarına hasta sevketmeleri veya yatırmaları;
E Muayene ve rehabilitasyon fiyatının tesbiti ve bunun ödenmesi hususunda, üçüncü kişilerin tavassutunu kabul etmeleri;
caiz değildir.
İKİNCİ KiSIM
Meslekdaşların hastaları ile münasebetleri
Madde 13 – Tabip ve diş tabibi, ilmî icapları uygun olarak teşhis koyar ve gereken rehabilitasyonu tatbik eder. Bu faaliyetlerinin salt surette şifa ile neticelenmemesinden dolayı, deontoloji bakımından muaheze edilemez.
Tababet ilke ve kaidelerine aykırı veya kandırıcı mahiyette teşhis ve rehabilitasyon yasaktır.
Tabip ve diş tabibi; teşhis, rehabilitasyon veya korunmak gayesi olmaksızın, hastanın arzusuna uyarak veya öbür sebeplere, aklî veya bedenî mukavemetini eksiltecek her hangi bir şey yapamaz.
Madde 14 – Tabip ve diş tabibi, hastanın durumunun icabettirdiği sıhhi ihtimamı gösterir. Hastanın hayatını kurtarmak ve sıhhatını gözetmek olası olmadığı takdirde bile, ıstırabını azaltmaya veya dindirmeye çalışmakla mükelleftir.
Tabip ve diş tabibi hastasına ümit vererek avuntu eder. Hastanın maneviyatı üzerinde fena tesir yapmak suretiyle hastalığın çoğalması olasılığı bulunmadığı takdirde, teşhise göre alınması gereken tedbirlerin hastaya açıkca söylenmesi lâzımdır. Ancak, hastalığın, korkunç görülen akibet ve seyrinin saklanması uygundur.
Meş um bir prognostik hastanın kendisine çok büyük bir temkinle ihsas edilebilir. Hasta tarafından, böyle bir pronostiğin ailesine açıklanmaması istenilmemiş veya açıklanacağı kişi tâyin olunmamış ise, vaziyet ailesine bildirilir.
Madde 15 – Hastaya bakmak üzere bir aile nezdine veya herhangi bir kuruma çağrılan tabip, korunmayı da sağlamaya çalışır. Tabip, hastalara ve onlarla birlikte yaşayanlara, kendilerine ve muhitlerine karşı sorumluluklarını bildirir.
Tabip icabında, rehabilitasyona devamı yalanlamak pahasına da olsa, hijyen ve korunma kaidelerine riayeti temin için gayret sarfeder.
Madde 16 – Tabip ve diş tabibi bir kimsenin sıhhi gidişatı hakkında, ilmi metodları tatbik suretiyle bizzat yaptığı muayene sonucunda edindiği vicdani ve fennî kanaata ve kişisel müşahadesine göre rapor verir.
Hususi bir kasıtla veya hatır için rapor veya her hangi bir vesika bilgilemez.
Madde 17 – Tabip ve diş tabibi, hastanın hususi veya ailevî işlerine karışamaz. Ancak, hayatî önemi haiz bulunan veya sağlık bakımından zaruri görülen hallerde olası olan kolaylığı ve mânevi desteği sağlar.
Madde 18 – Tabip ve diş tabibi, âcil dayanak, resmî veya beşeri görevin ifası halleri hariç olmak üzere, meslekî veya kişisel sebeplerle hastaya bakmayı reddedebilir.
Madde 19 –Tabip ve diş tabibi meslekî veya kişisel sebeplerle, rehabilitasyonu bitirmeden hastasını bırakabilir.
Ancak, bu gibi hallerde, öbür bir meslektaşın rehabilitasyon veya müdahalesine imkân verecek zamanı evvelden hesaplayarak hastayı süresinde haberdar etmesi koşuldur. Hastanın bırakılması halinde hayatının riske düşmesi veya sağlığının hasara uğraması mümkün ise, öbür bir meslektaş temin edilmedikçe, hastayı terkedemez.
Hastayı bu suretle terkeden tabip veya diş tabibi, gereksinim gördüğü veya hasta tarafından arz edildiği takdirde, rehabilitasyon zamanına ait müşahade anekdotlarını verir.
Madde 20 – Tabip ve diş tabibi, faydasızlığını bildiği bir ilâcı, hastaya veremez. Ancak, esaslı bir rehabilitasyon yapılması olası olmayan hallerde, avuntu bakımından bazı ilâçlar nasihat edebilir.
Malî gidişatları müsait olmayan hastalara, salt zaruret olmadıkça, pahalı avuntu ilâçları verilmesi caiz değildir.
Tabip ve diştabibi, hastaya gereksinimsiz ve fuzulî giderler yaptırmıyacağı gibi faydası olmayacağını ve hastanın malî kudretinin kâfi gelmiyeceğini bildiği bir rehabilitasyonu nasihat edemez.
Madde 21 – Başkalarının desteği ile yapılacak cerrahî ameliyeler ile öbür rehabilitasyonlarda, cerrah, müdavi tabip ve diş tabibi, beraber çalışacağı personelleri seçmekte serbesttir.
Gdolayı fiyat koşulu müstesna olmak üzere, dayanakçı tıbbi personelin fiyatları, hasta tarafından ödenir.
Hasta tarafından çağırılmamış olan müdavi tabip veya diş tabibi operasyonda hazır bulunmaktan dolayı ayrıca fiyat isteyemez.
Umumi, mülhak ve hususi bütçeli daireler ile belediyelere, İktisadi Devlet Teşekküllerine veya bunlara bağlı kurumlara ait sağlık kuruluşlarında olan usul ve temeller mahfuzdur.
Madde 22 – Ananın hayatını kurtarmak için yegâne derman teşkil ettiği takdirde, avortman yapılması caizdir. Ciddi bir riskte bulunan ananın hayatı, cerrahî müdahaleyi veya gebeliğe son verebilecek bir rehabilitasyonu zaruri kılıyorsa, hastalığın taallûk ettiği tıp şubesinde uzman iki tabibin ve bu iki uzman temin edilemediği takdirde iki tabibin objektif ve katî ispatlara dayanan raporları alınmadıkça bu müdahale veya rehabilitasyon yapılamaz. Bu raporların aslı müdahaleyi veya rehabilitasyonu yapan tabip tarafından muhafaza olunur ve kendisi tarafından tasdikli ve hastanın adını ihtiva etmeyen bir misali, üye olduğu tabip odasına vaatli olarak gönderilir.
Raporun tasdik şerhinde, avortmanın yapıldığı tarih ve mahal gösterilir.
Ağır ve âcil olaylarda, yukarıki fıkra mucibince tabip raporu alınması olası olmadığı takdirde, tabip re sen hareket eder ve keyfiyeti şipşak vaatli bir mektupla üye olduğu tabip odasına bildirir.
Avortmanlarda, hastanın ve varsa veli veya vasisinin yazılı olarak muvafakatının alınması koşuldur.
Bu Nizamnamenin yirmi biltihapçı maddesinde yazılı sağlık kuruluşlarında yapılacak avortmanlarda, bu kuruluşlarda cari olan usul ve temeller mahfuzdur.
Madde 23 – Güç doğumlarda tabip, anayı ve çocuğu kurtarmaya gayret eder.
Bu gibi hallerde tabip, ailevî mülâhazalara vesair tesirlere kapılmaksızın, ilmin ve fennin icaplarını yerine getirir.
Madde 24 – Hasta, konsültasyon yapılmasını arzu ederse, müdavi tabip veya diş tabibi bu talebi kabul eder.
Müdavi tabip veya diş tabibi, konsültasyon yapılmasına gereksinim gördüğü takdirde, keyfiyeti hastaya bildirir. Bu önerinin kabul edilmemesi halinde, müdavi tabip veya diş tabibi, hastasını bırakabilir.
Bu Nizamnamenin yirmi biltihapçı maddesinde yazılı sağlık kuruluşlarında, konsültasyonun hangi haller de ve ne suretle yapılacağı, hastahaneler talimatnamelerinde gösterilir.
Madde 25 – Konsültasyon müzakere ve müşavereler hasta ile çevresindekilerin dinleyip anlıyamıyacakları biçimde yapılır.
Müzakere ve müşavere esnasında, iş vekarının muhafaza edilmesine dikkat olunur.
Konsültasyona iştirak eden tabip veya diş tabibinin, bir meslektaşı himaye kastı ile veya başka bir hissi sebeple, gereksinimsiz medihlerden sakınarak kanaatını sarihçe söylemesi lâzımdır.
Madde 26 – Konsültasyonda varılan sonuçlar, bir konsültasyon zaptı ile tesbit ve bu zabıt müştereken imza olunur.
Konsültasyon sonucu, ayrıca en yaşlı tabip veya diş tabibi tarafından hastaya bildirilir. Sonuç bildirilirken, hastanın veya yakınlarının maneviyatını bozacak veya kendilerini kararsız ve kuşkuya düşürecek müphem ve imalı laflar sarfedilmesi caiz değildir.
Madde 27 – Konsültan tabip veya diş tabibi, yapılan rehabilitasyonu uygun görmediği takdirde, kanaatını konsültasyon zaptına yazmakla iktifa eder. Yapılan rehabilitasyona müdahalede bulunamaz.
Madde 28 – Konsültan tabip veya diş tabibi ile müdavi tabibin kanaatları arasındaaykırılık hasıl olur ve hasta, konsültan tabip veya diş tabibinin kanaatını seçim eder ise, müdavi tabip kendi görüşünde ısrar ettiği takdirde hastayı terkedebilir.
Madde 29 – Konsültan tabip veya diş tabibi, hastanın ısrarlı talebi olmadıkça, hastayı rehabilitasyon edemez.
Konsültan tabip veya diş tabibinin, konsültasyonu icabettirmiş olan hastalığın devamı zamanınca, müdavi tabibin muvafakatı olmadan, hastanın yanına, aynı hastalık için, mesleksel bir kasıtla sonradan girmesi caiz değildir.
Madde 30 –Yapılan konsültasyonda her tabip veya diş tabibi, fiyatını ayrı ayrı alır. Fiyatın, bir elden alınarak taksimi caiz değildir.
Konsültasyon, müdavi tabibe, konsültan tabip veya diş tabibi gibi, fiyat almak hakkını verir.
Madde 31 – Asgari fiyat tarifesi tatbik olunan yerlerde, tabip veya diş tabibi, rekabet veya propaganda kastı ile, tarifede yazılı asgari ölçüden alt fiyat kabul edemez.
Madde 32 – Tabip ve diş tabibinin, kendi meslekdaşları ile bunların bakmakla mükellef oldukları usul ve furuunun ve karı veya kocalarının muayene ve rehabilitasyonları için fiyat almaması uygundur. Bu hallerde, zaruri giderlerini istiyebilir.
Madde 33 – Her çeşit cerrahi müdahale, doğum, fizikoterapi, radyoterapi, diş tababeti rehabilitasyonları ve tabibin sıkı gözaltısını gerektiren aralıksız kürler için hastalardan maktu bir fiyat istenebilir.
Bir kür evinde veya bakım ve rehabilitasyon kurumunda, rehabilitasyon için maktu bir fiyat alınabilir.
Öbür hallerde maktu fiyatla hasta rehabilitasyonu yapılamaz.
Bu Nizamnamenin yirmi biltihapçı maddesinde yazılı sağlık kuruluşlarında cari olan usul ve temeller mahfuzdur.
Madde 34 – Gdolayı fiyat alınması caiz olan hallerde, rehabilitasyon, bitirilmeden herhangi bir sebeple bırakılırsa, müdavi tabip o zamana kadar sarfettiği mesai ile giderlerine tekabül eden fiyatı alır ve peşin fiyat almış ise bakıyesini iade eder.
Madde 35 –Acil olaylarda müdahale eden tabip veya diş tabibi, bu müdahaleden dolayı, fiyatını sonradan istiyebilir.
Madde 36 – Bu Nizamnamenin yirmi biltihapçı maddesinde yazılı sağlık kuruluşlarında çalışan tabip ve diş tabibi, bu daire ve kurumlara ait sağlık heyetlerine başvurmuş olan hastaları muayenehane veya lâboratuvarına celbederek fiyatla rehabilitasyon edemez.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Meslektaşların birbiri ile ve paramedikal iş üyeleri ile münasebetleri
Madde 37 – Tabip ve diş tabipleri, kendi aralarında iyi meslektaşlık münasebetlerini idame ettirmeli ve mânevi bakımdan birbirine dayanak etmelidirler. İşle ilgili ihtilaflarını, evvelâ kendi aralarında halletmeğe çalışmalı ve bunda muvaffak olamadıkları takdirde üye oldukları tabip odalarına haber vermelidirler.
Madde 38 – Tabip ve diş tabibi, meslektaşlarını zemmedemiyeceği gibi onları ufak düşürecek öbür davranış ve hareketlerde de bulunamaz.
Tabip ve diş tabibi, her hangi bir bireyin haysiyet kırıcı ataklarına karşı meslektaşlarını korur.
Madde 39 – Tabip ve diş tabibi, meslektaşlarının hastalarını elde etmeğe mâtuf hareket ve teşebbüslerde bulunamaz.
Madde 40 – Tabip ve diş tabibi, paramedikal iş üyeleri ile mesleksel münasebetlerinde, onların bağımsızlığını ihlâl etmemeli, kendilerine terbiye göstermeli, onları, hastalarına karşı müşkül bir vaziyete koyabilecek hareketlerden kaçınmalıdır.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Muhtelif kararlar
Madde 41 – Tabip odaları her sene ocak ayı başında, odalarda kayıtlı bulunan tabip ve diş tabip lerinin ad ve soyadları ile ihtısas ve adreslerini gösteren levhayı hazırlamakla mükelleftir.
Madde 42 – Muayenehane veya lâboratuvar açan tabip ve diş tabibi, hasta kabulüne veya lâboratuvarda faaliyete başladığı tarihten ve muayenehane veya lâboratuvarını kapatması veya nakletmesi halinde de, kapatma veya naklin vukuu bulduğu tarihten itibaren en çok bir hafta içinde, keyfiyeti, yazılı olarak üye olduğu tabip odasına bildirir.
Madde 43 – Tabip ve diş tabibi, muayenehane veya lâboratuvarında, kendi ününe öbür bir meslektaşı çalıştıramaz. Ancak, muvakkat bir zaman için bizzat bulunmadığı takdirde, öbür bir meslektaşı yerine bırakabilir. Bu zaman bir aydan fazla devam ederse, üye olduğu tabip odasını haberdar eder.
Madde 44 – Tabip ve diş tabipleri, bu Nizamname kararlarına aykırı hareket ettikleri takdirde, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasasının 30 uncu maddesine tevfikan üye oldukları Tabip Odaları Yönet Kurulları tarafından Haysiyet Divanına sevkedilirler.
Tabip ve diş tabiplerinin inzibati ceza ile tecziye edilmeleri, haklarında ayrıca yasal veya cezai takibat yapılmasına mâni değildir.
Muvakkat madde – Bu Nizamname kararları, sanatlarını icra eden permili dişçiler hakkında da tatbik olunur.
Madde 45 – 6023 sayılı yasanın 59 uncu maddesinin g bendine müsteniden hazırlanmış ve Şûrayı Devletçe muayene edilmiş olan bu Nizamname kararları, Resmi Gazete ile neşri tarihinden iki ay sonra yürürlüğe girer.
Madde 46 – Bu Nizamname kararlarını icraya, Adliye ve Sağlık ve İçtimai Muavenet Vekilleri memurdur.