Paylaş |
|
Tweet |
Ülkeyi acıya boğan ve ulusun bütün/yılmaz irade gösterdiği ve hala atlatılmaya çalıştığımız 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan darbecilerin hastalanıp olmadığına dair analizler yaptı.
Prof. Dr. Tarhan’ın değerlendirmeleri alttadır:
Darbeci Cinnet
“Türkiye tarihi bir virajdan geçiyor. 27 Mayıs 1960 Darbesi’ne benzer ama başarısız bir versiyonunu yaşadık. Ancak millî bünyemiz siyasi ve sosyal reflekslerimiz bunu önledi.
Yapması gerekeni hakkıyla yapan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Gazi Meclisimize ve Siyasi İktidara,
Yapmaması gerekeni yapmayan yani menfaatine karşın demokrasiye sahip çıkan siyasi muhalefete,
Başkaldırıcıları yalanlayan Silahlı Kuvvetlerimizdeki ve Emniyet Teşkilatımızdaki milli unsurlara,
Caddeye hâkim olan Sivil Toplum Kuruluşu’lara,
Demokrasimize sahip çıkan medyamıza,
Yanlışa yanlış demenin “farz-ı kifaye” olduğunu anımsatarak, dini kullanan bir gruba karşı tutum alıp manevi dayanak isteyen Diyanet Teşkilatımıza,
Özellikle şuurlu davranan milletimize teşekkür etmek gerekir.
Sivil Toplum Kuruluşu dediğimizde görünmeyen bir kahraman grup var. ASDER Haki Korunanlar Derneği yani darbe mağduru askerlerin kurduğu 1000 civarında emekli askerden oluşan dernek. Bu kişiler tankın motorininin hortumunu keserek, periskopunu körelterek, paleti takozlayarak ve askeri ikna ederek sivil tepkiyi organize etti. 15 Temmuz 2016 gecesinden beri sahada olan onlara da teşekkür ediyorum.
İsyan girişimini FETÖ teşkilatının bazı ETÖ viranelerini de yanına alarak yaptığı kesinleşti.
Bana soruluyor,
Bir uçak kendi meclisini nasıl füze ile bombalar?
Bir helikopter kendi müessesesini nasıl tarar?
Bir tank kendi yurttaşını nasıl ezer?
Bir us Milletin iradesi ile seçilmiş lideri nasıl öldürmek ister?
Bütün bunu hangi motivasyon ile yapar?
İnsan bedeni zaman zaman bazı dokularını yabancı doku olarak görür ona karşı antikor üretir. Antikorlar atağa geçer otoimmün hastalıklar ortaya çıkar. Guatr, romatizma, Alzheimer, Ensefalit hatta şizofreni gibi. Yani bünye arkadaşını düşmanını karıştırmıştır.
İnsan kişiliği bazen dağılınma yaşar, bcan verilir, yarılır. Bir bvefatı diğer bvefatını düşman olarak görür müzakereye başlar, çoğul kişilik, paranoya, şizofreni yaşanır.
Kurumların veya cemiyetin tüzel kişiliğinin tabakalarının iletişimsizlik, fazla özgüven veya eğitimsizlik nedeni ile birbirine güveni cılızlar. Tetikte bilave eden kötücül arzular, hisler, teşkilatlar ve kişiler bunu kullanır husumeti artırır. Kardeş münakaşası başlar. Kiminin hırsından, kimisinin taassubundan, kimisinin saflığından yararlanarak fitne ve fesadı başlatır, arkadaş-düşman karışır kamu kumpasi bozulur.
Büyüklük Paranoyası
2002 senesinde basılmış Psikolojik Savaş ve 2010 senesinde yayınlanmış Asimetrik Savaş kitaplarımdan süratli bir derleme yapmak istiyorum.
Paranoyak insanların değişik özellikleri vardır. Bu özellikler şunlardır:
Şüphecidirler:Yeterli bir esasa katlanmaksızın başkaları tarafından sömürüleceği ve kullanılacağı veya hasar göreceği beklentisi içindedirler.
Güvensizdirler:Yerli yersiz arkadaşlarının veya iş dostlarının kendilerine olan bağlılıklarını ve güvenirliklerini denetlerler. Sürekli korunma duygusu içerisindedirler.
Alıngandırlar:Basit söz ve vakalardan aşağılandığı veya kendilerine makûsluk yapıldığı şeklinde anlam çıkarırlar. Komşusundan “Beni rahatsız etmek için çöpü dışarıya erken koydu” diyerek kuşkulanırlar.
Kincidirler:Kin beslerler; kendilerine yapılan onur kırıcı tavırları veya görmezlikten gelinmeyi unutmazlar, affetmezler.
Sırcıdırlar:Fazla gizem gizlerler. Söylediklerinin kendilerine karşı kullanılacağından yersiz yere korktukları için başkalarına kendi gizemlerini vermezler.
Öfkelidirler:Umursanmamaya veya görmezlikten gelinmeye hiddet ve karşı atak ile tepki gösterirler.
Kıskançtırlar:Yerli yersiz kıskançlık gösterir, eşlerinin cinsel sadakatini denetlerler.
Sahtedirler:Hedef için her türlü yolu yasal görürler.
İstihbaratçı Olurlar: Paranoid kişilerin, başkalarının göremediklerini gördüklerinden şüphe yoktur. Onlara göre hiçbir olay, tesadüfsel ve nedensiz değildir. Komplo teorilerini çok üretirler. Sürekli tehdit altında olma duygusu ile yaşarlar. Paranoid kişiler, mini minnacık bağlantıları görmekte çok başarılıdırlar. Dil sürçmeleri, kısa bocalamalar ve minik palavralar onlar için büyük delil gibidir. Saflık, samimilik ve güveni tehdit olarak değerlendirirler. Bunlar güvenlik görevlisi iseler, abartılı raporlar yazarlar ve yöneticilerini yanlış yönlendirirler.
Büyüklük Hezeyanları vardır: Şeref ve sadakat düşkünüdürler, Sahte peygamberlik, mehdilik, İsa Mesihlik iddia sahipleri onlar arasından çıkar…
Bunlar hasta mıdır?
Vaziyetleri ilerler ve klinik hadise haline gelirse “sistemli hezeyan” ile kendileri de Mehdi veya İsa Mesih olduğuna inanırlar, haftanın belli günleri ileti aldıklarına ve Allah’ın yeryüzündeki temsilcisi olduklarına güçle itikat ederler, cezbe halleri esnasında özel ritüel gösterirler. Eski terminoloji ile “makul delilik” olarak bilinen bu gidişat takipçileri tarafından anlaşılmaz. Bugünün psikiyatrik terminolojisi ile \”Paylaşılmış Paranoya” ruh hali uslarının esir alındığı takipçileri tarafından benimsenir.
Kültüre uygun hezeyanları nedeniyle kurtarıcı olduğuna hem kendisi hem de takipçileri inanmıştır
Hipnoz hünerleri vardır, beyin devireme üstadlarıdır.
Çok zeki kişiler ise Paranoid öngörüşe sahip oldukları için insanların hayal dünyalarına çok iyi hitap ederler. Mucize olarak adlandırılan pek çok buluş, paranoid bir insanın yapıti olabilir. Karşı tarafı etkileyecek değişik bilinç vaziyeti oluşturabilirler.
İnsanların inanmak istediği şeyi bulur onu satarlar. Karşılığında sadakat, adanmışlık, gönüllülük, özveri gibi kültürel bedelleri kullanarak beyin devirirler.
Özel teşkilat psikolojisi ile özel motivasyon tekniği kullanırlar
1-İnanılmayacak kadar hoş şeyler sunarak insanlarda motivasyon oluştururlar. Pazarlama hünerleri nedeniyle her zaman için saf müşteri bulurlar.
2-İyi teşkilatçıdırlar. Dünyevi bir tarikat oluşturma hünerleri vardır. Paranoidlere ait fikirlere inanılırsa, hayatta köklü değişiklikler yapmak gerekir. İnancı ve emeli belli “İsa Mesih” müesseseselliği oluşturabilirler.
3-Özel grup yapısı ile kendisine tabi olanlara “Seçkinler topluluğu” duygusu uyandırırlar.
4-Reelleri tekeline alırlar eleştiriye kapalıdırlar. Tek geçerli düşüncenin kendi düşüncesi olduğuna inandığı için takipçilerini de inandırırlar.
5-Kendilerine ve gruplarına yaradansallık makamı vermişlerdir. Abartılı fikirleri ve büyüklük iddialarını böylece kabul ettirirler. Kendilerine mukaddeslik atfettirerek hatalarına âmâlık oluştururlar.
6-Tescil reçeteleri vardır. Işık konutlari, sızıntı gibi kalıp önerileri takipçilerinin ezberindedir.
7-Emperyalist efor olma beklentileri yüksektir. Yaşadıkları yerlerde dünya, küre, evren gibi sembolleri çok kullanırlar. Vatanı kurtarma, dünyayı cennet yapma iddialarına hep müşteri bulurlar.
8- Grup içinde özel dil ve iletileşme oluştururlar.
9- Grup azalari ucuz iş eforu olmayı gönüllü kabul etmişlerdir.
10-Grup azalari bireysellikten uzaklaşmıştır. Grup kimliği ön tasarıya çıkar. Grup için kendilerini feda eden bireyler olurlar.
11-Gruba yeminle bağlanma vardır, lidere itaat yemini ettirirler.
12-Eleştiri idareyenler korkutulur. Güce dayalı zorbalık ile veya takip edilme fobisi ile bağlılık beslenir.
13-Gruptan dağılan üyeyi kişiliksiz, ürkek veya menfaatçi olarak etiketlerler.
14-Maddi bağlılık ve özveri yüceltilir hatta ehliyet pasaport grup liderlerince saklanır.
15-Grup ideolojisi olarak kültürel bedelleri kullanır, özel kahramanlık ideolojisi oluşturabilirler. Mehdi veya Hz İsa’nın ineceğini bilave eden insanları kolay etkilerler. Kapalı grup olmayı tercih ederler.
16-“Rical-I Gayb” denilen görünmez kişilerce yönetildiklerine inanırlar.
17-Demokrasi kültürünü hiç hoşlanmazlar ama demokrat rolünü çok hoş oynarlar. Hedefleri için her şeyi yaparlar.
Merkezdeki kişiye yaradansallık makamı veren,
Dogmatik bağlılığı ve eleştirmemeyi gururlandıran,
Kanını feda ve cennete kavuşma motivasyonu uyandıran
Efsane kişi için kendini feda edebilen,
Bunun için gece gündüz çalışan kişi neden ‘cinnet’ dediğimiz kalkışmayı yapmasın ki,
Usunu cemaat liderine teslim etmiş general neden delice darbe yapmasın ki,
“Sorma, düşünme, itaat et” diyen bir eğitim sisteminin mahsulü olan birey neden onu kolayca cennete götürecek lidere inanmasın ki,
Büyüklük Paranoyası olan bir lidere asker yetiştiren eğitim sistemimiz oldukça, çok FETÖ teşkilatlari, çok darbe meraklıları çıkar.
Eğer bu anlattıklarım FETÖ teşkilatına ve liderine uyuyorsa gidişat çok tehlikelidir.
ABD yetkilileri O’nu hemen bir psikiyatri merkezine yatırarak müşahadeye almalıdırlar.
İsyana karışanlar hemen tövbe edip bütün bildiklerini anlatmalıdırlar.
Halen yeryüzünde o kişi ve teşkilatına inanan varsa hasta bir kişinin peşinden gittiklerini ve sorumlu olduklarını bilmeleri gerekir. Hakikatinde tâbi oldukları mukaddeslik değil ‘istidraç’ denilen şeytanî hallerdir, kötücül kerâmetlerdir. http://www.sorularlaislamiyet.com/article/16282/is…
Bu arada “Kim Allah’ın tasarısını bozarsa Allah onun usunu alır ve kararını icra eder” mealindeki Peygamber söznamı da Gülen cemaatine anımsatmak isterim.
Eğitim koşul ama hakikatinde hem us hem de ahlâk ve vicdan eğitimini ön koşul alan din eğitimi olmalı.
Herkes “Demokrasi Kültürü”nün önemini kavradı. Evet “Emel Haksa yöntem demokrasi” olmalı.