Paylaş |
|
Tweet |
Bir zamanlar cemiyet dışına itilen kurbanlarıyla vahim bir hastalık sayılan cüzam, artık rehabilitasyon edilebilmektedir. Hastalığa daha öncekinden tam ülkelerde tesadüfülürdü. Günümüzde ise yalnız nemli, tropikal ve yarı tropikal bölgelerde görülmektedir.
Bir zamanlar cemiyet dışına itilen kurbanlarıyla vahim bir hastalık sayılan cüzam, artık rehabilitasyon edilebilmektedir. Hastalığa daha öncekinden tam ülkelerde tesadüfülürdü. Günümüzde ise yalnız nemli, tropikal ve yarı tropikal bölgelerde görülmektedir.
Lepra veya Hansen Hastalığı olarak da öğrenilen cüzam açısından; yeterli gıda almayanlar ya da açlık sürükleyenler özellikle riskte sayılır. Dünyada, 2-10 milyon arasında cüzamlı bulunduğu sanılmaktadır. Her sene, takribî 200.000 yeni hadiseye rastlanılmaktadır.
Cüzam iki şekilde ortaya çıkar ve her ikisinde de bulgular, iki ya da üç sene süren uzun bir kuluçka yarıyılından sonra görülür. Tüberküloit cüzam sınan cinsinde dirseğin arttaki ulna asabı kalınlaşır ve iltihaplanır; vücutta çay kirine eş kirler oluşur. Duyum yokluğu sebebiyle farkına varılmayan minik yaralanmalar ve enfeksiyon daha büyük zararlara yol açar.
“Lepromatöz cüzam” ismi verilen değişik cinsinde ise ilk bulgular, altındaki cerahat sebebiyle kalınlaşan, kabaran, buruşan, anlaşmış bölgelerdir. En ağır şekillerinde tam ten etkilenir; daha az şiddetli hadiseler ise, daha çok surat ve kulakları tesirler. Surat, “aslan suratı” görünümü alır. Kulaklarda, burunda ve yanaklarda yumuşak derialtı yaradılışları büyür ve genellikle başka bakterilerin bulaşmasıyla, kangrene dönüşen yaralar açılır. Ayrıca etrafsal asaplar zarar görür; geniş yama şekilli duyarsız bölgeler ve felçler ortaya çıkar. Bazen bu vaziyet, tam kolu ya da bacağı tesirler.
Cüzamın sebebi, “mycobacterium leprae” isimli bakteridir. Bakteri, ten ve asapları etkileyerek duyum yitimine, ağır olaylarda ise şekil bozukluğuna yol açar. Hastalığa neden olan bakteri, bir bireyden diğerine ten temasıyla ve – büyük bir ihtimalle burundan çıkan damlacıklarla geçer. Böceklerle, steril edilmemiş hırpalama iğneleriyle, ten altına yapılan enjektörlerle de bulaştığı öğrenilmektedir. Bulaşıcı bir hastalık olmasına karşılık, uzun müddet yakın temas söz mevzusu değilse cüzama tutulma ihtimali azdır. Bu surattan cüzam, çoğunlukla aile içinde tesirli olur.
Tüberküloit cüzam hastalığın daha hafif bir şeklidir. Genellikle etkilenenler, kulak arttaki surat asapları ve elin bir kısmına ait ulna asabıdır. Usulca beliren bir tembellik ve etrafsal asaplarda omurilikten başlayıp beden yüzeyine dağılan asaplar duyum yitimiyle ortaya çıkar. Dirseğin arttaki ulna asabı kalınlaşır ve iltihaplanır; vücutta çay kirine eş kirler oluşur. Duyum yokluğu sebebiyle farkına varılmayan minik yaralanmalar ve enfeksiyon daha büyük zararlara yol açar.
“Lepromatöz cüzam” ismi verilen değişik cinsinde ise bakterinin neden olduğu hasar, çok daha ağır ve yaygındır. Cüzam, rehabilitasyon edilmezse ilerler. Duyarsız bölgeler basitçe hasar görür; yaralanmalar fark edilmez, iltihaplanır, bazen kangren olur ve böylece el ve ayak parmakları yitirilir. Asapların iltihaplanması, etrafsal adale gruplarının felcine yol açarak, bilek ya da ayakta felç yapar. Rehabilitasyon edilmeyen hastaların en az yüzde 25 inde surat şeklinin bozulması ya da ciddi sakatlığa varan şekil bozuklukları görülür.
Toplumdan izole etilme fobisi, hastaların rehabilitasyon için zamanında müracaat etmesine ve cüzamın etrafa dağılmasına yol açar. Ancak rehabilitasyon görmekte olanların genellikle hastalığı bulaştırmadıklarından, izole etilmeleri gereksizdir.
Tanıda “lepromin testi” olarak öğrenilen ten testinden faydalanılır. Böylece hastanın mukavemeti ölçülür. Direnç yüksekse, tüberküloit cüzamın hafif hadiselerinde olduğu gibi, bazen kendiliğindene ya da birkaç aylık ilaç rehabilitasyonuyla geçer. Direnç düşükse, ilaç rehabilitasyonu dağılmayı hudutlar. Fakat tekrarlama meyli olduğundan ömür boyu ilaç almak gerekebilir.
Rehabilitasyon edilmeyen cüzam genellikle hayatı kısaltmaz; yavaş ilerlediği için zamanla artan sakatlıklara ve şekil bozukluklarına neden olur. Bununla beraber, çağdaş rehabilitasyonla ve erken tanıyla bu üzücü neticelerin önlenebildiğini unutmamak gerekir.
Rehabilitasyon, bir sülfür bileşiği olan dapson DDS ile yapılır. Dapson haftada iki defa ağızdan alınır. Bu rehabilitasyon senelerce, bazen de ömür boyu sürer. Hasta, dapsonun yan etkilerinden katlanamazsa, sülfakson ve rifampisin gibi başka bileşikler alabilir. Genellikle hastalarda ilaca tepki olarak karaciğer cerahati ya da anemi oluştuğundan, bu ilaçlarla beraber vitamin ve demir hapları verilir. Hasar görmüş asaplara yine duyarlılık kazandırmak imkânlı olmasa da, etkilenmiş adaleler fizik rehabilitasyon ile sıhhate kavuşturulabilir. Kangrenli bölgeler operasyonla alınır; suratın ciddi olarak etkilenmiş kısımlarına plastik cerrahi uygulanabilir.