Paylaş |
|
Tweet |
Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre evli her 100 kadından 25’i, evli her 100 erkekten 70’i en az bir kere eşini bir başkasıyla kandırıyor.
Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre evli her 100 kadından 25’i, evli her 100 erkekten 70’i en az bir kere eşini bir başkasıyla kandırıyor. Evlilikte kandırma ve kandırmaya kadar gidebilen öbür meseleler için Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan teklifleri:
Eskiler, eşler arasındaki müzakereleri evliliğin tuzu biberi olarak görürler ve ilişki için zorunlu olduğunu söylerler. Bir bakıma, münazarası hengamesi olmayan evlilikler pek hayra alamet açıklanmazdı. Günümüzde ise evliliklerin geneli aşırıca tuzlu ya da biberli! Eşlerin birbirine Artık bu iş burada biter dediği tartışmaların, müzakerelerin yaşanmadığı evlilikler yok değil dersek, mübalağa etmiş olmayız.
Ekonomik koşullar, şehir yaşamının negatiflikleri, sosyal nedenler, ferdin cemiyette yalnızlaşması gibi nedenler, evliliklerde derin krizlerin yaşanma sıklığını artırdı. Bu aynı zamanda çiftleri kriz anlarına hazırlıklı olmaya ya da ilişkideki meseleleri krize dönüştürmeden tedbire yollarını bilmeye mecburi bıraktı.
İnsanlar vakalar karşısında çoğu zaman hisleriyle tepki verir. Evlilikte yaşanan meselelerin, krizlerin en ehemmiyetli sebebi de; eşlerin birbirine olması gerektiği gibi değil de sezdikleri gibi davranması. Bunu özellikle Doğu cemiyetlerinde görüyoruz. Doğu kültürünün insanları fazla duygusal oldukları için hadiselere nesnel bakamaz ve duygusal davranır.
Evliliklerde eşleri birbirine bağlayan en ehemmiyetli etmen vefadır. Buna rağmen evliliklerde vefayı ortadan kaldıran vaziyetlerin başında cinsel kandırma kazanç. Cinsellik insan için özel biriyle paylaşılacak bir gidişat. Bu surattan evlilikte cinsel ilişki, eşler için son derece özel, özel olduğu kadar da ehemmiyetli. Eşlerden birinin değişiğini kandırması, bu özel ve ehemmiyetli birlikteliğe vurulan bir darbe. Tüm cemiyetlerde cinsel kandırmanın, evliliğin tüzüğüne ters bir tavır olarak kabul edilmesinin sebebi de budur.
Evet, günümüzde cinsel kandırma çoğu cemiyet için sosyal bir mesele haline geldi. Tarihin hiçbir yarıyılında eşlerin birbirini kandırması, çağdaş dünyadaki kadar yaygın olmamıştı. Misalin Amerika da yapılan bir araştırmaya göre; evli her 100 kadından 25 i en az bir kere başka bir erkekle cinsel ilişkiye giriyor. Yeniden evli her 100 erkekten 70 i başka bir kadınla eşini kandırıyor. Cinsel kandırmanın bu kadar yaygın olması, elbette boşanma oranlarına da yansıyor.
Bu yaklaşımın geçerli olması olası değil. Tarafların evliyken başka birileriyle cinsel ilişkiye girmeyi kabullenmesi, reelinde bir kandırmacadan ibaret. Bu gidişat, evliliğin anlamına, genetik yapısına ters. Zira cinsel kandırma, duygusal bağlılığa hasar verir ve bunun duygusal kandırmadan bağımsız olduğu düşünülemez. Sevgilisi olan erkek ya da kadın, giderek ailesinden uzaklaşır, fatura da çocuklara ve dolayısıyla cemiyete çıkar.
Cinsel kandırmayı umursamayan birinin hiç evlenmemesi daha iyi. Hem evlenirim hem de başkalarıyla cinsel ilişkiye girerim stilinde bir yaklaşım sergileyen şahsın, evliliğini sürdürmesi olanaksız.
Bu; tüfekle karınca öldürmeye eş. Başka Bir Deyişle, elbette ki tedbir alınması gerekir ama boşanma için bir mazeret olamaz.
Bir Hayli cemiyette erkeğin eşini kandırması daha yaygın. Türkiye de de erkeğin eşini kandırması, aile müesseseyi için ehemmiyetli bir mesele. Bunun esasında, ananesel aile kavrayışımızın erkeğe sanki kandırma serbestliği vermesi uyur. Erkektir, elinin lekeyidir, yapar ama döneceği yer yeniden konutudur fikrinin, ananesel aile modelinde hala geçerli olduğunu söylemek olası. Ancak eğitim seviyesinin giderek yükselmesi ve çekirdek aileye geçişle beraber, erkeğin eşini kandırması da artık boşanma sebebi olarak daha sık karşımıza çıkıyor. Başka Bir Deyişle erkeğin eşini kandırması artık kadın tarafından daha öncekisi gibi kabullenilmiyor.
Şayet eşi gerçekten pişman olmuşsa, kadın da aramızdaki sevgi bağını artırmak için ne yapmalıyım? diye düşünmeli. İnsan kıymetli bir şey kaybettiği zaman onu hemen unutmaz, tekerrür bulmaya çalışır. Evlilik de böyle. Kandıran eş, yere düşen mücevher gibidir. Mücevheri yere düştü diye çöpe atmak yerine, yerden alıp arınmakta fayda var. Ancak kadın, kandıran eşini bağışlarken, ona kesinlikle bir daha yaparsan neticeleri evliliğimiz için makûs olacak iletisini vermeli. Zira kandıran erkeğin hemen bağışlanması, hiçbir şey olmamış gibi davranılması; onun bu hadiseyi bir şey olmadı biçiminde açıklamasına ve aynı yanılgıyı yinelemesine neden olur.